Abdi Ağa’nın yoksulluk içinde aç kalan köylüyü nasıl ezdiğini ve bu sömürü düzeninin bekası için her türlü fırsatı ( korku,şiddet,yalan, hurafe,din vb.) nasıl rahatlıkla kullanabildiğini, 1930-50 li yıllardaki Türkiye ile günümüz 2018 Türkiyesi arasında hiçbir fark olmadığını anlayabildiğimiz, bu toprakların sorununun cehalet ve yoksulluk olduğunu gösteren efsanevi bir romandır.