Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Marx, mantığından ötürü değil, ama öncülleri nedeniyle elbette bunu tamamen reddediyordu. Ona göre niceliksel olduğu kadar niteliksel de olan sermaye birikimi süreci, bilimsel ve teknolojik ilerlemeleri sermayenin lehine ve emeğin aleyhine olacak şekilde özümseyerek, (aslında bir yasa olmayıp bilinen bir gerçeğin ilanından ibaret olan) azalan getiriler yasasını geçersiz kılıyordu. Marx, " insan ırkına yapılmış ağır bir hakaret" olarak gördüğü Malthusçu nüfus yasasını aşağılayarak reddedi yordu. Böylece kapitalizmi, giderek yavaşlayarak sonunda işlemez hale gelecek bir sistem olarak değil, aksine güçlü bir içsel itici güce sahip ve insan emeğinin üretim gücünü muazzam arttırma tarihi misyonunu üstlenmiş bir sistem olarak kavrayabiliyordu. Ne var ki bu, kapitalizmin otomatik kontrollere ve dengeleyicilere sahip uyumlu bir sistem olduğu anlamına gelmez. Tam tersine; doğasına içkin, ne ortadan kaldırabileceği ne de denetim altına alabileceği çelişkilerle dolu bir sistemdir. Marx, kar oranının azalma eğilimi yasasını, bu çelişkilerin şiddetlenip kaçınılamaz hale gelmesinin son derece önemli bir göstergesi olarak görüyordu.
·
14 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.