Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Doğu-Batı Mukayesesi
Neriman düşündü ve bir anda şarklıların kedileri ve garplıların köpekleri niçin bu kadar sevdiğini anladı. Hıristiyan evlerinde köpek ve Müslüman evlerinde kedi bolluğu şundandı: Şarklılar kediye, garplılar köpeğe benziyorlar! Kedi yer, içer, yatar, uyur, doğurur; hayatı hep minder üstünde ve rüya içinde geçer; gözleri bazı uyanıkken bile rüya görüyormuş gibidir; lâpacı, tembel ve hayalperest mahlûk, çalışmayı hiç sevmez. Köpek diri, çevik, atılgandır. İşe yarar; birçok işlere yarar. Uyurken bile uyanıktır. En küçük sesleri bile duyar, sıçrar bağırır.
Sayfa 48 - Ötüken YayınlarıKitabı okudu
·
1 görüntüleme
Resul okurunun profil resmi
Ve ondandır ki, kedi, mübarek hayvan ünvanınını aldığına binaen, köpek necisü-l ayn ünvanını almıştır. Köpekler sahiplerine çok bağlı, bir parça ekmek versen yanından hiç ayrılmaz, seni bütün varlığıyla sevmeye başlar, muhabbeti o kadar şiddetli olur ki, gerçek sahibini unuttuğundan, insanlara bir sahip nazarıyla bakar. Sani'ini( yaratıcı'sını ) unutup, insanlara şükür etmeye başlar... Bu yüzden de, İslam'da köpek'ler necisü-l ayn( necis ) ünvanına layık görülmüş.. Lâkin kedi öyle değil. Seni sever, sana muhabbet eder, tâa ki, yemeğini senden alıncaya kadar. Yemeğ'ini aldıktan sonra ise, ne seni tanır, ne de sana şükür eder. Yalnız Rezzak'ını ( hakiki rızık verenini) düşünür, nimet'in üstünde, Mun'îm'i ( nimet'lerin gerçek sahibi) görür. Bütün şükrünü Ona( Allah'a) verdiğinden, İslam'da kediler, "Mübarek" hayvan ünvân'ını almışlardır...
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.