Londra’nın Doğu Yakası’nda bir süre yaşayıp, bir
araştırmacı ve sosyal öğrenci gözüyle, sefalet içinde yaşayan ötekileştirilmiş insanları öyle etkili akıcı bir dille anlatmış ki, etkilenmemek mümkün değil.
Açlık, yoksulluk, sefalet, insani olmayan vahşi koşullar, işçi sınıfının tüm yönleriyle sıkıntıları, bir taraftan yaşama tutunmaya çalışanlar bir taraftan yaşamlarından vazgeçmeye zorlananlar ve vazgeçenler, hastalıklar, ağır yaşam koşulları, çocuklar, gençler, yaşlılar, kadınlar, işçiler;
Kısacası refah içinde yaşayanlar tarafından hiç görülmeyen, fark edilmeyen insanlar...
Kaybedenler...
Ötekiler....
Uçurum İnsanları...
İçim acıdı, canım yandı...
Aldığım nefesten dahi utandım...