Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Modern Bir Şaman Diyelim Bu Deliye :)
Yıllarca beni düşürdün diye takılırdım sana. Düşürmek her anlama çekilir elbette. Ama bizim aramızdaki bu düşürme şakası, çekyattan yere düşürme (ki biliyorsun "seninle benim yan yana oturduğumuz çekyata ne ilahi adalet sığardı ne diyalektik" ) ve aşka düşürme anlamında bir metafordu. Oysa anladım ki, sen sadece beni yere düşürdün. Gerisi benim eserim :) Sen beni yere düşürdün.. Bense bir düşüşe, bir düşürene ve düşülen bir yere ne kadar yüklenmeyecek anlam varsa hepsini yükledim. Tatar Çölü'ndeki Drogo gibi bir olmazı bekledim durdum. Oysa ki ilk kez böyle yoğunlaşmıştım bir bekleyişe. Ben beklemek nedir bilmezdim geçmişimde. Givoanni gibi kimseye tam olarak neyi beklediğimi söyleyemeden bekledim. Kimsenin gelmediği yollara bakarak anca gözleri yordum. Küçücük umutları büyütüp, biriktirip, şekillendirdim içimde. Esasen hiç bir özelliği olmayan bir eve, alelade bir mahalleye dünyanın anlamını yükledim, yükledim durdum. Kopamadım sonra da ordan. Büyüdüğüm evi bile özlemezken çoğu zaman, o evi yüz yıllık bir özlemle hatırladım. Tıpkı Drogo gibi ilk fırsatta kaçmak için gittiğim yere çakıldım kaldım. Artık hayatımın son dakikalarını yaşıyor olsam orda kalmak, ömrümü orda bitirmek istiyordum. Bu sadece alışkanlık mı ? Söylerken bile bu kadar basite aldığım bir kelime, bu kadar ağır sonuçlar doğurabilir mi gerçekten.. Belki de sorun, tuhaf kişiliğimdedir. Şakayla karışık insanlara önceki hayatımda şamandım derim. Okuldaykende ders sırasında şamanlarla ilgili kısımları merakla dinlerdim. İhtiyar adetleri olan, modernle geçmiş arasında sıkışmış biriyim. Modern bir şamanımdır da haberim yoktur belki. Bir kere iflah olmaz bir toplayıcıyım. Kokuları toplarım (ki her şey unutulur bir koku unutulmaz), kitapların arasına düşen saçlarını ve kirpiklerini toplardım, ayraç olarak kullandığın sigaradan dökülen tütünleri toplardım (bu yüzden benden başka kimse bilmez bir kitabın sayfaları arasından neden tütün parçaları çıkar), hatıralık fotoğraflar, belki unutulmuş ya da kendi gönül rızasıyla verilmiş bir kıyafet, yanlışlıkla alınmış bir çakmak, pek bulunmuyor artık ama belki bir kibrit ve kitaplar, elden ele dolaşırken yıpranmış ama gözümdeki değeri artmış kitaplar ve kedi isimleri biriktiririm, bazı insanlar bana kedi ismi verir. Ben en çok o insanları severim. Unutmadan çiçekler tabi onlarda var. Her gittiğim yerden dikmek için bir dalından alırım, incitmeden ve kimseye göstermeden. Çiçek çalınır çünkü. Bu bir gelenek sayılır eskiler arasında. İzinli alınan çiçekeler solar. Çalınan çiçek gürleşip serpilir. Bu böyledir. İşte ben bunları toplarım, yüklediğim anlama göre sınıflandırırım onları. Çoğunu alırken farkında olmaz karşımdaki. Çünkü genellikle önemsemediği, zaten masada unutacağı, varlığını asla anımsamayacağı şeylerdir. Kelimeler alırım insanlardan. Bir kelime salt kelime değildir asla. Her kelimeye bağlı bir duygu vardır onuda alırım yanında. Yani kelimelerle beraber korkusunu alırım birinin, umutlarını ve mutluluğunu alırım tandırdan çıkmış taze ekmek gibi böler paylaşırım, umutsuzluğunu ve mutsuzluğunu alırım, geçmişini alırım taşımak istemeyenin, eskilerini alırım yani :) şimdi ben bunları yazarken gayri ihtiyari kulağımda melodik bir sesle bir eskici bağırıyor " eeskiler alırıııımmm, huurdalar alırıııımmm " :D eskici dediğin mandal bile olsa verir aldıklarının karşılığında. Mandal falan veremem ben kimseye. Ben ancak aldıklarımın karşılığında bu kelimeleri verebilirim size. Buyrun bu yazıyı eskilerinize karşılık verilmiş bir mandal niyetine okuyun. Şiirler veririm ben insanlara, tanımadıkları şairler ya da yazarlar veririm, filmler veririm, kitap isimleri, kitapların kendilerini değil ama çoğunlukla, şarkılar veririm, ki şarkı deyip geçmeyin "bir bakarsınız bir şarkı geçmişe gidiş biletiniz olmuş" bu söz böyle miydi emin değilim. Ama ben farkında olmasalarda geçmişe ve geleceğe biletler veririm insanlara. Bir kulağa küpe takar gibi takarım bir şarkıyı kulaklarına :) Ben peki ? Benden kimse aldı mı bir şeylerimi ? İllaki, illaki.. Ama ben gönül rızasıyla vermedim kimseye kendime ait bir şeyi. (Gönül ismini de sevmem. Hayır hiç sevmem. Hiç bir Gönül adından beklendiği gibi değildi. Ama insanlardan bir şeyler beklemek aptallığını göstermeyelim o zaman. Bu benim aptallığımdı Gönül'ün suçu değildi.)Bir kitabım birinde kalsın geceleri uykularım kaçar :)) Ne bencillik ama.. (Adalete inandım ve değer verdim. Ama ne kadar adil oldum hayatta ? Ve ne kadar adil olundu bana ?) Ya da aslında siz öyle dediğime bakmayın. Bir çok şeyi cömertçe feda etmişimdir de kendime bile fark ettirmemişimdir. Yoksa boşuna değil Bastiani Kalesinin duvarlarına son kez bakan asker gibi dönüp bakışım ömrüme. Neyse ki hayat bana bu kadar acımasızca karşılık vermedi. Bu Dino Buzzatti saldırısına uğramış bilinçle yazılmış bir yazıdır. Boşluklarına siyah derz dökülmüş beyaz bir fayans düşünün (inşaat işinden de anlarım hani :) çünkü babam yakışıklı yağız bir duvar ustası.) Öyle sızıverdi bilincime Buzatti Tatar Çölü'yle. Sivas ısrarımı Drogo'nun Bastiani Kalesi'ndeki ısrarında yeniden gördüm. Alışkanlık dediğimiz öyle basit bir şey değil elbet. Ama okuyarak kelime kelime bir alışkanlığın labirentinde kayboldum. Alışkanlıklarından ancak benim gibi iflah olmaz toplayıcılar vazgeçemez sanırım.. Dinleye dinleye eskitemediğim.. Yepyeni bir bilet; youtu.be/gCbyJFuj46E
··
53 görüntüleme
Ramazan Kudat okurunun profil resmi
"Söylerken bile bu kadar basite aldığım bir kelime, bu kadar ağır sonuçlar doğurabilir mi gerçekten?.." "Kelimeler alırım insanlardan. Bir kelime salt kelime değildir asla. Her kelimeye bağlı bir duygu vardır." Kendi kendinizi cevaplamış sayılırsınız birazcık. :) Yazınızı çok beğendim. Elinize sağlık postmodern şaman :)
İpek Demirer okurunun profil resmi
Teşekkür ederim efendim :) beğendiyseniz ne mutlu bana :))
Metin T. okurunun profil resmi
Bunu neden kitabın altına yazmadın ki? Ben olsam bu güzel yazıyı hemen kitabın altında bir incelemeye dönüştürürdüm. Niye mi? Birincisi, bu eser için yazılan tüm klişe yorumların tersine (ben de sen gibi düşünüyorum) Drago'nunki kesinlikle bir seçimdi. Drago bir olmazı beklemedi, o, ne aradıysa onu buldu zira. İkincisi özdeşleştirmen kendinle, okura anlamak için güzel bir koridor açıyor. En güzel Drago yorumunu okudum. Hemen bunu bir incelemeye dönüştür İpek! Bak küserim sonra :))))
İpek Demirer okurunun profil resmi
Başım üstüne :)) En kısa sürede incelemeye dönüştüreceğim. Becerebilirim umarım :)
3 sonraki yanıtı göster
Ferah okurunun profil resmi
Eskimeyen yenileri ne yapacağız :)
İpek Demirer okurunun profil resmi
Onlara dair konuşmak için çok erken :) onlara sıra gelecek hele dur :))
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.