Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

bana satırlarınızın güzel olup olmadığını soruyorsunuz. bana soru soruyorsunuz. daha önce başkalarına da sormuşsunuzdur. dergilere yollamışsınızdır onları. diğer şiirlerle kıyaslamışsınız ve bazı editörler yazdıklarınızı reddettiğinde mutsuz hissetmişsinizdir. şimdi, madem benim tavsiyemi merak ettiniz ve bana bu soruyu sordunuz; öyleyse, sizden rica ediyorum böyle şeyler yapmaktan vazgeçin artık. dışınıza bakıyorsunuz, ve şu an sizin en çok kaçınmanız gereken şey bu. kimse size tavsiyede bulunamaz ya da hiç kimse yardım edemez size bu konuda. yapabileceğiniz yalnızca tek bir şey var. kendinizi bulun. içinize girin. sizi yazmaya kışkırtan sebebi keşfedin; kalbinizin en derinlerindeki köklerine kadar uzanıp uzanmadığını görün; yazmanız yasaklandığında ölecek gibi hissedip hissetmeyeceğinize dair bir itirafta bulunun. herşeyden daha fazla olarak: gecenizin en sessiz anında sorun kendinize: yazmalı mıyım? derinlerdeki cevap için kazın kendinizi. şayet, bu cevap bir yerinizi kımıldatmaya başlar, bu dört başı mağrur soruyu, güçlü ve basit bir "çünkü mecburum" cevabı ile karşılarsanız, yaşamınızı bu gereklilik üzerine kurun; bütün yaşamınızı. en ufak ve en umursamaz anınız dahi, bu içgüdünüzün bir kanıtı ve işareti olmalı. ardından doğa'ya yaklaşın. ve sonra, daha önce hiç kimse denememişçesine, ne gördüğünüzü, hissettiğinizi yazmaya çalışın. aşkınızı ve kaybedişinizi yazın. aşk şiirleri yazmayın; o vasat ve sıradan biçimlerden kaçının: aşk şiirleri, çalışması en zor şiirlerdir, çok büyük ve adanmış bir güç gerektirirler iyi, kendine has, görkemli bir gelenekle ilişki kurmuş olabilmeleri için. kısacası, kendinizi genel olan meselelerden kurtarın ve gündelik yaşamın size sundukları üzerine yazın; acılarınızı tasvir etmeyi deneyin ve arzularınızı, zihninizden geçiveren düşünceleri ve içinde güzellik barındıran inançlarınızı. tüm bunları, kalpten, hissederek, içinizden geldiği gibi, samimiyetle, susarak."
·
6 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.