Halil Cibran - Ermiş / Türkiye İş Bankası Yayınları (ss. 54) "İnsan için tüm amaçlarını susuzluktan çatlamış dudaklara ve tüm yaşamı bir çeşmeye dönüştüren bir armağandan daha büyüğü yoktur kuşkusuz. Benim şerefim ve ödülüm işte bu armağanda yatıyor. Ne zaman içmek için çeşmeye gelsem, diri suyun kendisini susamış bulmamda..." Yıllar boyu kendisine yurt olan kentten ayrılırken, Ermiş'ten geride bıraktığı halka hitap etmesi istenir. Kent halkı ona aşk, evlilik, suç, ölüm, güzellik ve daha pek çok konuda sorular yöneltir. Aldıkları karşılık, hoşgörü ve sevginin biçimlendirdiği bir insan yaşamı üzerine hazine değerindeki öğütlerdir. Haklıyla haksızın, suçluyla suçsuzun, dimdik ayakta duranla düşmüşün aslında aynı insan olduğu bir yaşamdır bu..." Birçoğu gibi benim de yazarla tanışma kitabım oldu Ermiş, kendisini götürmesi için bir geminin gelmesini beklerken kent halkıyla aralarındaki muhabbetten doğan bir kitap bu. Ermiş'in her şeye dair söyleyecek güzel bir şeyleri var, tasavvufi bir yaklaşıma yakın olsa da dili, bazen başka söylemlere de dönüşüyordu. Çok az yerini zorlama buldum kitabın, bunun dışında denilecek bir şey yoktu. "Onlar sordu ve o da dedi ki" tarzı cümleler kafamda Ekmek Teknesi'nde olduğu gibi sahneler canlandırdı. Ermiş'i hevesle dinleyen, belki de gitmesin diye biraz daha soru soran Ophalese halkı, kenarda sessizce dinleyen ve ilk soruyu soran El Mitra. İçinde hayata dair çok şey bulabileceğiniz gibi, hiçbir şey de bulamayabileceğiniz bir kitap. Okursanız ileride bir sohbette bu konulardan herhangi biri üzerinde konuşursanız aklınıza tatlı tatlı gelebilecek ve sohbetinize dahil olabilecek güzel bir kitap. Şiirsel bir hitabet vardı Ermiş ile Halkı arasında, kelimelerin ayağımın altında akıp gitmesini hissetmem bundandır belki. Ermiş hayatı güzel anlamlarla kutlayan birisi, anlamların arasında kaybolmuş bizler için bir yol gösterici, hissinden çok uzağa taşımak istemiyorum kitabı, sevdiğiniz bir büyüğünüzden 55 sayfalık bir öğüt gibi, unutacağız belki ama o öğüt bir yerde elimizden tutacak işte. Sevinci kutsayıp, acıyı lanetlediğimizde, özgürlük uğruna mahkûm düştüğümüzde, yüreğimize misafir birini sonunda yolcu etmemiz gerektiğinde, kısacası yaşamın her yerinde. El Mustafa'nın bir peygamber olduğunu öğreniyoruz kitap başlarken, bu yalnızca bir seslenmeden ibaret de olabilir diye düşündüm başta ama kitabın İngilizce ismi "The Prophet" imiş. Susadığınız için gittiğiniz suyun da sizi susuzlukla bekliyor olması dileğiyle. İyi okumalar.

ErmişHalil Cibran · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202370,2bin okunma

··

14 görüntüleme

Yağmur

@yagmurozkurt ·

29 Ocak 2018 13:17

Aynı anda okuduk bu kitabııı. Güzel inceleme, ellerine sağlık. *-* Bugün yarın da Anne Frank'i bitirsen... :D

Tubew

@bookstouchthesky ·

29 Ocak 2018 13:27

O kadar kısa sürede bitecek gibi değil ama bakalım, teşekkür ederim kuzu sayende. :D

3 sonraki yanıtı göster

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.