İnsan, "kușatan" ı kavrama yoluyla değil, varolușan karar ve İMÂN'la tanır... İmânın anlaşılabilmesini sağlayacak hiçbir kategori yoktur;imânı kategoriler içine sokmak, onun imhâsına yönelmiş bir zulümdür... Buradan da anlaşılabilir ki, aklın kuşattığına imândan bahis veya imân mevzuunu akla hapis, kendi yonttuğuna tapmaktan farksız bir putperestliktir... İmân, apaçık bir bedahat davasıdır....İmân tam olduğu zaman ispat yoktur;bu,imâna mevzu olanın, ispata mevzu olandan ayrılığını da gösterir.