Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Bu Hayat, Senin Yüzün Suyun Hürmetine..
Kediler ve cam sıvıdır. Hemen hemen her yere girer kediler ve girdikleri kabın şeklini alabilirler. Cam belli etmez ama akışkandır. Bir camı dik bir şekilde yıllarca bırakırsanız, misal yüz yıl. Üst kısmının inceldiğini alt kısmının kalınlaştığını görebilirmişiz. Bunu bana kim anlattı hatırlamıyorum. Sivas'ta anlatıldığını hatırlıyorum. Kar altında çay ve sigara içilirken. Ama kim anlattı hatırlamıyorum. Bir çok şeyi unutuyorum. Unutmak korkunçmuş. Anlıyorum.. Sardunyaları sadece çiçek olarak görmüyorum. Aynı zamanda annedirler bence. Ve beklenmediktirler. Çünkü çoğu çiçeğin çicekleri kokar, sardunyanın yaprakları. Güzelliği ordadır bence. Kediler, kitaplar, türküler, çiçekler ve bazı insanlar hayatı yaşanır hale getiriyor. Kendime ulaşmaya çalıştığımda Tezer Özlü okuyorum. Beni benden alıp yine bana getiriyor. Bir köprü gibi görüyorum onu. Köprüleri çok severim eski köprüleri ama. Munzur'un üzerindeki tahta köprüde oturup Ahmet Arif okumuştum. Korka korka geçerim ama köprülerden. Koparsa yıkılırsa birden diye. Tezer'den de bazen öyle korkuyorum. Köprüye değil üzerinden geçene güvenmiyorum :D Oysa benden önce daha dururdu o köprü orda. Ve duracak belki de benden çook sonra da. Fonda hep türküler oluyor ben okurken. Türkülerin bol olsun diyor bir arkadaş. Türküsü bol olanın acısı da bol oluyor sanırım. Tırnaklarımın uzamasından anlıyorum zamanın aktığını. Ve susamamdan ve acıkmamdan anlıyorum yaşadığımı. Uyurken her şeyi durdurmak istiyorum. Ben yokken bir şeylerin olup bitmesinden korkuyorum. Ve yorgunluğumu almasını umut ediyorum uykuların. Oysa gündüz bir şekilde kaçabildiğim düşünceler, uykuda bir rüyayla yakalıyor beni. Kaçamadığıma sinirleniyorum. Rüya, birinin senaryosunu yazdığı bir tiyatro oyunu gibi. Ya da bir film.. Nasıl anlatsam.. Truman Show gibi düşün işte. Her şey başkasının fikri, kararı. Ve sınırlı. Belirli korkularla sınırlardan uzak tutulmuşsun. Tüm varlığın, hayatın hepsi başkasının tasarımı.. Hastalıklı bir düşünce değil mi ? Evet. Bu nerden çıktı şimdi ? Rüyalardan. Rüya görmek istemiyorum. Ve uyurken bir şeylerin akmaya, işlemeye devam etmesini istemiyorum. Bir saatin işlemesini bile duymak uyuduğum oda da. İstemiyorum. Zaman hem dert, hem derman çelişkisiyle durup duruyor önümde. Hayır durup durmuyor akıp duruyor. Hiç bir şey yapamıyorum. Hayat bazen insana hediyeler de verir. Her zaman verilenlerden değil nadir bir hediye. Ne yaparsanız yapın sevgisinin büyüklüğünün altından kalkamadığınız biri. Bu hem çok güzel, hem çok ağır bir yüktür. Ben onun yüzünden sağlam dişimi çektirdim :D Onun inadı yüzünden. Nasıl kızmıştım o gün, iki saksı kasımpatı bile geçirmemişti sinirimi.. Yakında kısa bir yolculuğa çıkıyorum. Doğduğumuz topraklara. Toprağımız bir bizim onunla. Bu yolculuk için bana verdiği tavsiyeleri dinlerken iki saksı kasımpatının geçiremediği sinirim geçti gitti. Hatta bütün dünyaya olan öfkem dindi bir süreliğine. "Doğduğun evi git gör" dedi. "Ama sakın toplu taşıma kullanma. Söyle misafir edenler araçlarıyla götürsünler seni." Ben de sevmem öyle şeyleri, birde ısrar edince toplu taşıma konusunda inat ettim. İlla söyle diyorum neden binmeyeyim toplu taşımaya. "Binme işte. Sana farklı gelir." diyor. Olsun diyorum. "Ya koyunlarla binerlerse." diyor. Önemli değil dedim. Zembille inmedim ben :) hayatımda hiç koyun keçi görmedim mi ? Evet arabanın içinde birlikte yolculuk etmedim ama ölmem diyorum. "Yok yok binme sen. Sonra şey olur belki" diyor. Söyler misin artık ne olur dedim. "Düşüncesiz davranabilirler. Senin beklediğin gibi olmayabilir" Mesela dedim sabırsızca "Ayağına basar özür dilemezlerse.... Kırılırsın." dedi. Tutamadım kendimi kahkahayla gülmeye başladım. "Şimdi gülüyorsun ama ben biliyorum kırılırsın" dedi. Çocukluğumdan beri.. Şu hayatta sudan çıkmış balık gibi kaldıysam senin yüzünden dedim içimden. Herkesi senin gibi zannettim de ne insanlar gördüm. Herkes senin gibi kırılacak değerli bir şeyi tutar gibi mi davrandı sanıyorsun :D Vallahi aşk olsun :) Aşk olsun sana dedim içimden. Kırılmadık yer kalmıyor insanda zamanla. Ve en çok kırılan tarafları sararak, o kırıklara tutunarak devam ediyorsun.. Öyle ya kediler, kitaplar, türküler, çiçekler ve bazı insanlar hayatı yaşanır hale getiriyor. O bazı insanların en güzelisin. Seni haketmiş olmak için ne yapmış olabilirim.? youtu.be/6CD7lis8hbo
··
54 görüntüleme
Ferah okurunun profil resmi
Senin doğduğun o topraklar varya o topraklar, yaradılış itibariyle o kadar naifler ki "Ayağına basar özür dilemezlerse.... Kırılırsın." demiş ya dinleme sen onu:)) hatta '' ayağıma basanlardan korkmam , gözü kör olup gönlümü çiğneyenlerden kadar'' de ona.. Korkma orada açmayan bir menekşe bile senden özür dilercesine ertesi gün daha da affet beni seni üzdüm dercesine çiçekleniyor. Selam söyle benden uzun yıllar beni ağırlayan hiç unutmadığım anıları yaşatan topraklarına İpek n'olur unutma...
İpek Demirer okurunun profil resmi
Unutur muyum canım. Baba işte kızını doğduğu topraklardan bile sakınıyor..Ferahım selamın başım üstüne.
Metin Pir okurunun profil resmi
Ve ne gariptir ki hayatımızdaki en önemli anlar biz uyurken, kitap okurken, gezerken,çay içerken oluyor :) ve biz genelde o olmuşlukları olmamışlar kervanında kabul ediyoruz. Acı çekip üzülüyoruz sonra ama sardunyalar ve kediler ah onlar :) Doğduğumuz yerlerin üzerimizdeki hakları ama ben aynı münübüs e koyunlarla binmiştim küçükken yünleri çok güzel kokar emin olabilirsiniz. :) çok samimi ve güzel olmuş her zaman ki gibi teşekkürler.
İpek Demirer okurunun profil resmi
Asıl ben teşekkür ederim :))
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.