Max Broad'u bilir misiniz siz? Sitemizde aradım da, yoktu garibim. Yok olmuş adamcağız. Kafka'nın sıkı dostudur aslında. Max Broad'un yüzeysel duygusallıklarla dolu romanları ciddi satış rakamlarına ulaşır ikisinin de sağ olduğu zamanlarda oysa. Acaba Kafka, sıkı dostu, zamane adamı Max Broad'u kıskanmış mıdır?
Bunu bilemeyiz elbette. Çünkü, 1910-24 arası kültürel Zeitgeist Broad'un tarzına uygundur. Peki şimdi nasıl? Kafka haklı çıktı değil mi?
Yenilersek sözümüzü, oysa şimdi Broad'un tek bir eserini arayın da bulabilir misiniz raflarda? Diğer taraftan sadece bizde değil tüm dünyada kadın yazarlar kolayca çok satar ve kısa bir süre sonra da kolayca unutulurlar. Çocuk hikayeleri yazan Lagerlöf ve benzeri birkaç istisna dışında tarihten kaç tane büyük kadın yazar adı verebilirsiniz? Oysa 19 yüzyılda Louisa May Alcott, Elizabeth Gaskell, Caroline Clive ve Charlotte Perkins Gilman çok satan dünyaca ünlü yazarlardı. Şimdi adlarını kim hatırlar? Siz hatırlar mısınız peki? Buradan asla çıkarmayın ki bu fukara art niyetlidir!
Edebi eserlere satış rakamları üzerinden bir değer biçmeye çalışılır hep. Bestseller en iyi satan demek ya. İyi hoş. Kafka'nın uzun bir hikaye, novella sayılabilecek Dönüşüm dışında hiçbir romanı basılmadı. Dönüşümün basıldığı 1917de satış rakamları ise bini bile bulmaz. Kafka yaşayan bir silik kişilik olarak okunmaya değer görülmez.
Dan Brown popülist, boş bir yazardır. Belki de yanılıyorum. Ama, hala iddia ediyorum ki, o yüzeysel bir yazardır. İçinde bulunduğumuz çağda hoşa gidecek olanı söylüyor. Romanlarını, klasik kalıplara göre yazıyor: Eşek yerine konulan okur, havuç (gizem) peşinde koşturuluyor. En sonunda da tarihsel gerçekliği olmayan, ama bu çağda herkesin hoşuna gidecek komplo teorileriyle (erkek egemen kilise, İsa'nın hayatında çok önemli yeri olan kadınları bilinçli bir biçimde ortadan kaldırdı) hikaye sonlanıyor. Günümüzün eşeğinin de (okurun) içi de "vay be" diyerek titremeli bu roman için yaratılmış sahte hikayelere inanarak. Komik, bu şekilde milyonlarca kitap satılıp, yüz milyonlarca dolar kazanılabiliyor. Yazık...Bu yazık asla hiç bir Dan Brown severe değil. Sadece kendime edilmiştir.
Aslında günümüzde orada bir yerde bir Türk Kafka yaşıyorsa. Elif Şafak'ın yaptığının tam tersini yapmalı. Kadın ismi ve cismi ile piyasaya çıkmalı. İşte ancak o zaman erkekleri hor gören bu çağda kitapları okunan bir yazar halini alabilecektir.
··
35 görüntüleme
Metin Abi, Bronte Kardeşler'den (Charlotte, Emily ve Anne Bronte) başlamazsam ayıp olur değil mi? Biliyorsun ben onların müridiyim:) Benim için İngiliz Edebiyatı demek, kadın yazar demek onlar. Onların haricinde; George Eliot, Elizabeth Gaskell, Jane Austen ve Virginia Woolf kadın olabilmenin sancısını çekmiş, kendilerine ait odaları olmayan usta yazarlardır. Burda Frankenstein'ın kadın yaratıcısı Mary Shelly'yi anmazsak da olmaz. Son dönemlerde de var sayılabilecek ama eski dönemlerde kadın yazar olabilmek çok daha meşakkatliydi. Ondandır bir ayrı tutarım bu saydığım isimleri.
Güzel bir yazıydı yine. Özellikle Kafka'nın edebiyata kazandırılmasında emeği geçen Max Brod'u bize hatırlatman çok incelikli bir davranıştı. Eline, yüreğine sağlık Metin Abi. Sevgiler, saygılar senden yana.
Bu yorum görüntülenemiyor
Dan Brown kitapları Harry Potter kitaplarının biraz daha gerçek hali. İkisi de kurgu neticede.
Erkek ismiyle yazan kadınların olduğunu duyunca çok şaşırmıştım. Bir kadın ne zaman "gerçekten" bir kadın olacak veya olabilecek mi? Doğrusu bunu çok merak ediyorum.
Elif Şafak'ın tam tersi derken neyi anlatmak istediğinizi tam olarak anlayamadım. Şafak da bazı günümüz yazarları gibi ilgi çekecek, çok okunacak konuları ele alıyor kitaplarında. Yazarın 2 kitabını okumuştum. İkisinin de konuyu işleyişi çok sığ gelmişti bana. Dilinden de rahatsız olmuştum.
İskender romanının kapağına kendisini koymuş ya, çok gereksiz bulmuştum. Okuru "İskender benim, böyle bir şey o" diye etkiliyordu.
2 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.