İnsan ilk defa olarak -ki bu sinemanın etkisidir- canlı kişiliğinin tümüyle, fakat halesinden de vazgeçmiş bir şekilde devrede olmak durumundadır. Çünkü hale, insanın 'burada' var olmasıyla bağıntılı olarak vardır; onun kopyası çıkarılamaz. Tiyatro sahnesinde Macbeth'in yaydığı hale, seyircilerin gözünde, aktörün yaydığı haleden ayrılamaz. Oysa bir stüdyoda yapılan çekimin özgüllüğü, seyircinin yerini kameranın almasında görülür. Buna bağlı olarak, oyuncuyu saran hale kaybolur ve onunla birlikte oyuncunun temsil ettiği kişinin halesi de yitip gider.