Efendim incelemenizde "Darwin ateist miydi? diyorsunuz.
Ateistlik şöyle dursun ülkenin en iyi papaz okuluna gidiyordu. Fakat orada öğretilenlerin boş, hayal ürünü şeyler olduğunu anlamasıyla papazlık diplaması olmasına rağmen papazlık yapmadı, üstüne jeoloji eğitimi aldı.
Darwin'in asıl açmazı, eşinin şu bizim Şule Yüksel Şenler, Necip Fazıl, Cübbeli tarzı fanatik bir dindar olmasıydı.
Çünkü tezleri Tevrat ve İncil'de yazılanları kökten çürütüyordu ve Darwin, Engizisyon'dan afarozdan korktuğundan çok daha fazla eşinden korkuyordu.
Bu sebeple tezinin yayınlanmasını mide kramplarıyla dolu bir yirmi yıldan sonra yayınladı.
Papa ve papazlarsa, aynı bizim şu altı yaşında çocuğa tecavüz hadisesinde olduğu gibi, ilk kez yobazlık, yaygara ve saldırı yerine sesiz kalmak veya savunma yolunu seçtiler.
Papazlar onun ölümünden sonra da, nefret ettikleri halde, kurnazca Darwin'i sahiplenmek zorunda kaldılar ve onu ülkenin en ünlü azizler mezarlığına dini törenle defnettiler.
Darwin sonrası Batı'da artık kimse İsa, Musa ve onların hezeyanlarını gerçekmiş gibi görmek zorunda hissetmediği için, bilim ve teknolojide atılım oldu, Batı özgürlükler, insan hakları ve demokrasiyle birlikte anılır oldu.
Dünyada Darwin ve Nietzsche'nin bu kadar önemsenmesi ve ses getirmesinin asıl sebebi evrim teorisi değil, Gılgamış, Ra, Lat, Uzza, Menat-Hubel ve Olympos tanrılarının tahtına oturan Musa, İsa ve Muhammed'in tahtlarını silip atmalarıdır...