Yaşamının geride kalan yedi yılını acımasızca yıkmayı, yoketmeyi özlüyordu. Bu göz kararmasıydı. Esriten, önüne geçilmez bir düşme arzusu.
Göz kararmasına güçsüzlerin esrimesi de diyebiliriz.
Güçsüzlüğünün farkına varan bir kişinin güçsüzlüğüne karşı
çıkmak yerine ona boyun eğmeye karar vermesi… Güçsüzlükten sarhoştur, daha güçsüzleşmek ister, kentin en büyük meydanında herkesin gözü önünde yere yuvarlanmak, daha da alçalmak, aşağının aşağısı olmak ister.