Hikaye 26. yüzyılda geçen siberpunk bir polisiye. İnsanlar BM'nin kontrolü altında farklı gezegenlerde yaşam kurmuş, teknoloji inanılmaz gelişmiş; hatta o kadar gelişmiş ki insanlar bir nevi ölümsüzlüğü bulmuş. Bilinçlerini bir bellekte saklayıp o bedene bir şey olduğunda farklı bir bedende -kılıfta- yaşamlarını devam ettiriyorlar. Buna karşı çıkan, insanların kendileri Tanrı yerine koymamaları gerektiğini söyleyen Katolikler de var.
Kılıfların kendine özgü özellikleri oluyor. Örneğin kas hafızası ya da nikotin bağımlılığı gibi. Siz sigara içmeseniz de içinde bulunduğunuz kılıf bir sigara bağımlısına aitse siz de sigara içme ihtiyacı hissediyorsunuz. Bir suç işlediğinizde belleğiniz depoda saklanıyor; suçun türüne göre bu hapis 200 yılı bile geçebilir.
Kahramanımız Takeshi Kovacs, Laurens Bancroft adında çok önemli birinin cinayetini çözmek için bizzat Laurens Bancroft tarafından tutulmuştur. Birisi Bancroft'u öldürmüş ve tabiki belleği depolandığı için yeni bir kılıfla hayatına devam etmiş ama yine de kendini kimin öldürdüğünü bilmek ister. Belleği 48 saatte bir depolandığı için de son saatlerini hatırlamaz. Kovacs, Bay City'nin arka sokaklarında bu cinayetin izini sürer.
Açıkçası kitap bende hayalkırıklığı yarattı. Kesinlikle kötü bir kitap değildi ama fazla abartıldığını düşünüyorum. Ya da ben kitabın içine giremediğim için bir okuma zevki alamadım. Bunun sebebi de duygu eksikliğiydi. Ne üzülmem gereken yerde üzüldüm ne de gerilmem gereken yerde gerildim. Hatta belli zaman sonra merak duygumun bile kaybolduğunu söyleyebilirim; bu yüzden kitabı bitirmem bu kadar uzun sürdü. Yazarın kurguladığı dünyayı da tam kavrayamadım. Kitap bittiğinde olayı anlamıştım ama bazı diyaloglarda 'bunlar neden bahsediyor' dedim. Bu hem yazarın yeterli betimleme yapmamasından - aynı şey duygular için de geçerli- hem de kurgunun içine bu yeni dünyanın kurallarını tam yedirememesinden kaynaklı. Sürekli bir olay, oradan oraya yolculuklar, ortalarda dönen twistler bunlara yer bırakmamıştı zaten. Belli bir yerden sonra da bunlar beni kitaptan soğuttu.