Yazdıklarını içselleştiren ve çaba gösteren,iğneyi kendine de batıran kişilerin kalemi ruhunuza dokunuyor.
Sayın Doğan Cüceloğlu'nun deyimiyle "can cana değince" daha anlamlı hale geliyor.
Böyle insanlara Aydın diyorum ben.
Bu kitap kusursuzmuş gibi bir izlenim vermeye çalışan,çok kişi anlasın diye "popüler" dille hitap eden,bildiklerimizi tasavvufla bilim arasında bocalayarak hazmetmediğini hazmettirmeye çalışan sözde "ruh bilimcilere" gelsin.
Ebeveynler,eşler,işçi-yönetici kesimi,eğitimciler kısacası herkes ama herkes okumalı.
Çoo nadir kitaplar için "okumalı" ifadesini dile getiririm.
Bu da nadir kitaplardan.
"İki insan birbirinin farkına varınca iletişim başlar ve insanlar,sezgisel olarak iletişim ortamındaki ilişkileriyle ilgili beş soru sorarlar:
1)Umursanıyor muyum?
2)Kabul ediliyor muyum?
3)Değerli miyim?
4)Yeterli miyim?
Gücümün olduğuna ve işi yapabileceğime güvenilir mi?
5)Sevilmeye layık mıyım?"
s.125
Lavanta kokusu kokladıkça çoğalıyormuş gibi gelen denge sembollü göz yastığımda,kokladıkça dengenin ,iç huzurun en temel sorumluluğumuz olduğunu tekrar tekrar hatırladıkça koklamama,kokladıkça hatırıma gelmesine vesile oluyor.