Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

240 syf.
·
Puan vermedi
Bu kitapta Freud yine aynı Freud. Zaten kendisiyle çelişmediği için bilim adamı sıfatını muhafaza edebiliyor(!) Freud ilkel toplulukların ölüm ve doğaüstü olayların karşısındaki hatta doğada var olan yıldırım düşmesi, şimşek çakması, hastalıklar karşısındaki bilgisizliklerinin totem ve tabularını nasıl oluşturduklarını anlatmıştır. Bu kitaptaki tespitler daha çok Afrika ve Avusturalya'da bulunan kabileleri temele alarak yapılan tespitlerdir. Freud'un abarttığı kadar vahşi ve cahil insanlar yoktur orada. Freud da biliyordu ki temele aldığı kaynaklar bir abartı yığınından ibaret. Afrika ve Avusturalya'yı sömüren Avrupalılar kendi sömürülerini meşrulaştırmak için bilim adamlarının ağzı ile yaptığı açıklamalardan öte bir şey değil. Hani bilirsiniz günümüz emperyalistleri bir ülkeye girmek istediğinde o ülkeye demokrasi ve bilim, ilim götürmek için girdiğini söyler ya işte aynı durum burada da geçerli. Bu açıdan Freud'un bu kitapta söylediği bilimsel şeyler çoğunlukla doğru olsa da ve bize yeni bilgiler sunsa da aslında söyleyecekleri şeyi temellendirdiği örneklerin tamamı yanlış. Şimdi diyeceksiniz ki "Ama tv programlarında görüyoruz, hala bu tip kabileler var işte!" Evet, ben de görüyorum; Onların yüzündeki boyaları, yaptıkları dansları, tamtamlarının sesini bende duyuyorum. Tuhaf tuhaf yakarışlarını, takılarının tuhaflığını...ben de görüyor, duyuyorum. Çağın ilmi ile önceki çağları anlamak çok zor emin olun. Mesela "Mısır Piramitlerini cinler yaptı" ya da "Uzaylılar gelip yapmış" diyoruz çoğunlukla. Neden mi böyle diyoruz? Çünkü o dönemin ilmine sahip değiliz de ondan. Bu kitabı günümüze uyarlarsak. Yani Freud’un kabilelere baktığı gibi sığ bir gözle, uzaktan kendimize bakarsak; Yas yerindeki dövünmelerimize, ağıtlarımıza, dans topluluklarındaki yüz ve vücut boyalarımıza, sarkıcıların danslarına, halk oyunlarımıza, meydandaki heykellere, miting alanındaki bağrışmalarımıza, taktığımız piercinglere, "dikkat çimlere basmayın!" gibi tabelalarımıza...vesaire baktığımızda - iyi niyetli bir bakışla bakmış olsaydık bile- sizce ne düşünürüz Allah aşkına! Sizi sıkılmaktan kurtarıp tek bir örnekle açıklayayım; “çimlere basmayın!" yazısına bizden sonra gelecek neslin şunu deme ihtimali yok mu? “Demek ki çimlere tapıyorlar ya da çimleri kutsal olarak görüyorlar" Evet, bu ihtimal var! Daha nice örneklerle örneklendirebiliriz... ÖZETLE: Evet bu kitabı okuyun ama içinde bahsedilen tarihi bilgilerin tarihsel bir gerçekliğinin olmadığını bilin. Haddim olmayarak bu kitabı nasıl okumanız gerektiğini söyleyeyim: "Varsayın Freud'un bahsettiği kabileler gerçek değil de Freud hayali hikayeler üzerinden bir şeyleri daha anlaşılır kılmaya çalışıyor. Tıpkı Oedipus ve Elketra Komplekslerinde olduğu gibi..." Emin olun bu bakış açısıyla bakarsanız Freud'un söylemek istediğini daha iyi anlarsınız. Ve günümüze de uyarlarsanız; mevcut dünyada totem ve tabuların daha fazla artmış olduğunu göreceksiniz. Zira Freud'a göre totemler ve tabular çoğunlukla eski çağlarda kaldı, günümüzde terk edildi! Saygılar...
Totem ve Tabu
Totem ve TabuSigmund Freud · Say Yayınları · 20166bin okunma
··
104 görüntüleme
11 öğeden 11 ile 11 arasındakiler gösteriliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.