Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Esasen her türlü tarikat, mensuplarını aldatma üstüne kurulur. İnsanların idrak kabiliyetleri farklı farklıdır. Onları idare etmek isteyen biri bu kabiliyetlerin sınırlarını tespit ederek dikkate almaya mecburdur. Kalabalıklar peygamberlerden mucize istediler. İtibar sağlayabilmek için peygamberler kendilerinden istenileni yapmak zorundaydılar. Bilinç seviyesi ne kadar çok düşerse fanatiklik de o ölçüde artar. Kısacası ben insanlığı iki temel gruba ayırırım. Birinci grupta neyin ne olduğunu bilen bir avuç insan vardır. Diğer gruptaysa hiçbir şeyin farkında olmayan kitleler. Birinci grup liderlik etmek, ikinci grupsa onları izlemekle yükümlüdür. Birinci gruptakiler anne babalara, ikinci gruptakiler çocuklara benzer. İlki hakikate asla ulaşamayacağını bilir. İkincisiyse ellerini uzatarak hakikate koştuğunu sanır. Bu durumda ilk gruptakilerin diğerlerinin zihinlerini masallarla, hayal ürünü hikayelerle doldurmaktan başka çaresi var mıdır? Yalan söyleyip kandırmaktan başka ne gelir ellerinden? Üstelik bunu ikinci gruptakilere merhamet doku hislerle yaparlar. Eğer kitleleri, anlayamadıkları ve hiçbir zaman da anlamayı başaramayacakları hedeflere ulaştırmak için oyunlar oynayıp, kandırmacalar sergilemek kaçınılmazsa mükemmel bir teşkilat kurmak için bu imkandan faydalanmanın nesi yanlıştır?
·
1 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.