Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Platon'un, Sokrates'in sonunda ölüme mahkum edildiği davadan etkilenmesi felsefe açısından bir dönüm noktası olmuştur. Sokrates'in ölüme mahkum olması, yani o denli haklı olmasına karşın yargıçları ikna edememesi, Platon'un ''ikna''dan ve dolayısıyla da polis yaşamından ümidini kesmesine yol açar. Çünkü, Atina'da adına tapınak inşa edilmiş olan Peitho -İkna tanrıçası- polis'i polis yapan ''politika''nın temel dayanağıdır. Politika, zora ve şiddete değil, söze ve iknaya dayanır. Peithein-İkna- özel olarak politik bir söylem biçimidir. (Atinlılara göre, onları ''barbarlar'' dan ayıran şey!). Oysa, Sokrates'in savunması bu söylemin en parlak örneklerinden biri olduğu halde, işe yaramamıştır; demek ki artık polis'te söze ve iknaya yer yoktur. Platon'dan itibaren bütün siyasal filozoflar, artık öncelikle filozofturlar ve bu da onların temel sorunudur: Eylemin dünyasına, siyasal yaşamın karmaşasına sırtlarını çevirmiştirler. Siyasal dünyayla, tarihsel dünyayla, değişen dünyayla yüz yüze geldiklerinde hepsi de onun ''melankolik rastgeleliğinden'', düzensizliğinden, istikrarsızlığından umutsuzluğa kapılmışlar ve gökyüzündeki idealar dünyasının, ''ebedi ve değişmez hakikatler'' dünyasının soyut kavramsal açık seçikliğine sığınmışlardır. Bu durumda filozof için temel sorun, eğer polis'te yaşamaya devam edecekse politika dışında nasıl kalabileceği sorusuna dönüşür.
Sayfa 43 - İstanbul Bilgi Üniversitesi YayınlarıKitabı okudu
·
28 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.