"Inanarak dinlememizi güçleştiriyorlar. Insan her sözü kuşkuyla karşılıyor artık. Gerçekle düş birbirine karışıyor, yalanın nerede bittiğini anlayamıyoruz. Tutunacak bir dalımız kalmıyor. Tutunamıyoruz." Sallandı, Metin'in üstüne düşecekmiş gibi oldu. "Kimse aydınlıkta konuşmaya cesaret edemiyor." Birden elini alnına vurdu: "Doğru ya. Ortalık çok aydınlık burada. Insan içinden geldiği gibi konuşamıyor."