“Ne kadar çok uyuduğunu, uyumayı ne çok istediğini fark etti. Eskiden nefret ederdi uyumaktan. Uyku onun değerli yaşamından çalıyordu. Yirmi dört saatte dört saat uyku yaşamdan dört saat çalınması anlamına geliyordu. Eskiden uykuyu nasıl da çok görüyordu kendine! Şimdi çok gördüğü kendi yaşamıydı. Yaşam iyi değildi; ağzındaki tadı çeşnisiz ve acıydı. Onun için tehlike buydu. Yaşama meyilli olmayan bir yaşantı son bulmaya mahkumdu.”
Sayfa 504 - İlya Yayınevi