Şimdi ben sana yalnız şunu söyleyebilirim. “Çocuk kalbinin, çocuk ruhunun bağdaşmadığı herşeyi reddettin. işte beni teselli eden de budur. Bir şimşek gibi yaşadın. Bir defa çaktın ve söndün. Şimşeği çaktıran göktür. Ve gök ebedîdir. İşte budur beni teselli eden. Bir başka tesellim daha var: İnsandaki çocuk vicdanı, tohumdaki öz gibidir. Ve öz olmadan tohum filizlenmez, gelişmez. Yeryüzünde bizi neler beklerse beklesin, insanoğlu doğdukça ve öldükçe, insanoğlu yaşadıkça hak ve doğruluk denen şey de var olacaktır.
Sana, senin sözlerini tekrarlayarak veda ediyorum:
“Merhaba Beyaz Gemi, ben geldim!”