Marquez'e ait kısacık ama sıcacık bir öykü. Bir iki saat içinde bitip "nasıl yani bu kadar mıydı" diyebileceğiniz bir kitap.
Oğulları öldükten sonra fakir yaşamlarına devam eden Albay ve eşinin hikayesi anlatılıyor. Oğullarından kalan yarış horozuna bakabilmek için; elde avuçta kalan son paralarıyla bile horoza yiyecek almaya çalışan Albay'ın hali beni çok üzmüştü. Savaş gazisi olan Albay, kandırıldığını bilse de emeklilik parasını senelerce beklemekten yılmamıştır. Albay her hafta mektubun geleceğini umarak, o gün postanede beklemekte ve o paraya sahip olacağını ummaktadır. Bu umutsuzluğun içinde umutlu hali beni derinden etkiledi. Sonunun bir şeye bağlanmaması üzücü olsa da yazar hayal dünyamıza bırakmış gibi.
Keyifle okumalar.