Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Absürd Tiyatro Üzerine Birkaç Söz
Harold Pinter absürd tiyatro yazarı. Absürd oyunlarda olay örgüsü, konu bütünlüğü olmadığı için ilk kez bu türle tanışan biri afallar. Mesela ben öyle olmuştum.:) Ama karakterlerin söylediklerine dikkat edildiğinde aslında bir konudan değil ama birçok konudan bahsedildiği anlaşılır. Aslında absürd tiyatronun belli bir konusu yoktur. Eleştirmenler vs. absürd tiyatro oyunlarının ortak özelliklerine bakarak bu oyun türüne ait ortak özellikler ortaya çıkarmışlardır. Absürd tiyatronun konuları; iletişimsizlik, kişinin kendisine ve çevresine karşı yabancılaşması, amaçsızlığı amaç edinmek vs. dir. Her günümüz birbirinin aynıdır ve bu yüzden yapılacak hiçbir şey yoktur. Birçoğumuz günü doldurma peşindedir. İşte absürd tiyatro bu gerçeği yüzümüze vurur. Pinter, Gitgel Dolap'ta Beckett'in Godot'yu Beklerken adlı oyunundan fazlasıyla etkilenmiş. Zaten iki oyun arasında çok fazla benzerlik var. 2. Dünya Savaşı sırasında insanlar iyice umutsuzluğa düşmüşler. Çünkü savaş diye bir gerçek varmış. Ama bunu durdurmak ellerinde değilmiş. "Eğer Tanrı varsa neden savaşı durdurmuyor?" diye sormuşlar ve dini sorgulamaya başlamışlar. Absürd tiyatro oyunlarında din konusu bu yüzden geçer. 2. Dünya Savaşı aynı zamanda teknolojinin artık hayatimızin bir parçasi haline geldiği dönem ve bu dönemle birlikte insanlar da birbirlerine yabancılaşmışlar. Sanırım Godot'yu Beklerken oyununda geçiyordu bu söz; "yapılacak hiçbir şey yok". Bu sözü şu şekilde de yorumlayabiliriz; savaşlar vs. oluyor. Bu ve benzeri konularda yapılacak hiçbir şey olmuyor. Biz istesek de istemesek de ne yazık ki oluyor. Absürd oyunlarda çift olma durumu vardır yani başka bir deyişle iki kafadar. Bu iki kişinin karakterleri her ne kadar birbirlerinden farklı olsa da aynı zamanda birbirlerini tamamlarlar. İki kişi adeta bir bütun olur. Tom Stoppard'ın "Rosencrantz ve Guildenstern öldüler" oyunundaki bu iki karakter Hamlet' te ara karakterdir ama bu oyunda başroldelerdir. Bu iki karakter Hamlet' te öldürülür. Oyunun isminden de anlaşılacağı gibi sonları bellidir. Bunu şuna benzetebiliriz; hayatta bir şeyin sonunun ne olacağını bilsek de yine devam ederiz, belki umut diyerek. İşte tam da böyle bir durumdur. Ayrıca Hamlet' te önemsiz olan iki karakter bu oyunda başroldeyken Hamlet ve diğer bazı karakterler "Rosencrantz ve Guildenstern öldüler" oyununda yan karakterlerdir. Bu da oldukça dikkat çekicidir bence. Hayatta kimin başına ne gelir bilinmez; bazen başrol olursun, bazen yan karakter. Absürd oyunlardaki karakterler zaman geçirmek (veya öldürmek) için diyebiliriz saçma sapan şeyler yaparlar. Mesela Godot'yu Beklerken' de şapkalarını değiştirirler. "Rosencrantz ve Guildenstern öldüler" adlı oyunda yazı tura oynarlar hem de onlarca kez. *Godot'yu Beklerken incelemem (spoiler içerir) #27176715 ** Nesrin Ay'a yazdığım yorumları biraraya getirip paylaşmak istedim.
··
7 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Adem okurunun profil resmi
Harold Pinter az okunan gölgede kalan bir tiyatrocudur. Lakin bana göre Beckett'e denktir. Ama hayatı ve İnsan hakları konusundaki mücadelesini de öğrenince Beckett'in bir tık ilerisinde yer alır benim açımdan.
Nesrin A. okurunun profil resmi
Teşekkür ederim bilgiler için tekrardan. Ne güzel yazmışsınız 'bazen başrol olursun, bazen yan karakter.' Pinter'in hayatına baktığımızda eserleri karanlık, kasvetli olarak lanse edilmiş, Beckett'in yapıtları da bu yönde mi?
Medine okurunun profil resmi
Ne desem bilemedim. Kişi olarak değil de absürd tiyatro olarak değerlendirecek olursam karanlık denilebilir, ama kesinlikle karanlıktır diyemeyiz. Karanlık olmasının sebebi bu tarz oyunların bize istemediğimiz şeyleri söylemesi, gerçekleri yüzümüze yüzümüze vurmasıdır. Bahsettigim 3 oyundaki mekanlar ise kasvetlidir. Bu oyunları izlerken de görebilirsiniz bunu.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.