Erbaş'ın şiirlerinde konu bütünlüğü yok. Bazılarında şairin iyi bir çocukluk geçirmediğine,ki burada baba figürü de önemli, bazılarında ise bir kadına duyduğu aşka şahit oluyoruz. Şair bazı şiirlerinde ise toplumu eleştirirken bazılarında hayata dair pekçok şeyden söz etmiş.
Çok Değil Ki
Günüm seninle başlasın istemiştim
Çok değil ki..
Bir içten gülüşünle ışısın gecem
Uzun suskunlukların dilsiziydim
Sesin aksın istemiştim dupduru
Dağ suları gibi serin
Yüreğimin ölü topraklarına.
Kirpiklerin gölgelesin yüzümü
Gözlerin ömrümün göğü olsun
Demiştim, çok değil ki.
(Sayfa 95 - 7. Basım, Eylül 2004, Everest Yayınları)
Dar Odada Ömürler
Aldığımız emrin tonunda sesleniriz bir altımızdakine:
- Ümit hanım, yaşam dosyasını getirin bana
Sevgi sözcüğü çizili bir yazı olacaktı içinde hani
Yeri yoktur diye memuriyetin dilinde
Arşive kaldırılmıştı bir Eylül gününde.
(Sayfa 82 - 7. Basım, Eylül 2004, Everest Yayınları)
Çalışan Bir Annenin Sabahı
- Sen benim akşamsefamsın
Biliyor musun anne...
Güneşle birlikte biten bahçelerde
Böyle her sabah, her sabah yeniden
Yitirip rengini sessizce
Sevincini bir düş gibi gecelerde
Bitecek korkusuyla yaşadığım..
(Sayfa 117 - 7. Basım, Eylül 2004, Everest Yayınları)
*Özellikle "Çalışan Bir Annenin Sabahı" adlı şiir dikkatimi çok çekmişti. Çocuklar daha çok annelerine düşkün olur ve ondan ayrılmak ne kadar da zordur. Erbaş bunu ne de güzel anlatmış.
Sinema Kapıları XI.
Çocuk düşlerimi ezen evler değil
Sevgiler olmalı oda oda
Mutluluğu gülüşlerle köpüren
(Sayfa 56 - 7. Basım, Eylül 2004, Everest Yayınları)
** "Farklı Türleri Keşfet" etkinliği sayesinde ilk defa bir şiir kitabı okudum ve gerçekten çok beğendim. Etkinliği düzenleyen