Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

175 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Bugün bir kez daha insanlığın bir yere gitmediğini görmek için toplanmış bulunuyoruz. Cık eki; sevgi, şefkat ve acıma anlamı katar diye öğrendik , Türkçe dersinde. Biz, Makar ve Varvara arasında gidip gelen bu mektuplarda daha çok acıma kısmını okuduk. Tüm bu mektuplaşmalar, bize panaromik bir Petersburg gezisi yaptırıyor. Ama bu panaromik gezi, asla gözümüzü boyayacak yerler değil. Mesela az önce çöplüklerinden birinde kedilerden daha çok insanların dolaştığını hissettirdi, parası çıkışmadığı için aşağılanan bir insanın yığılıp kaldığı caddeler var. Bir arka sokakta mesela Akakiy Akakiyeviç gibi yamalı paltosu sırtında memurlar geçiyor. Yani açlık, sefalet ve beraberinde gelen çaresizlik hat safhada. Bunları yaşayan sefaletle içli dışlı bu insanların hissettiği duygu ne peki ? UTANÇ Dostoyevski, çizdiği bu karakterlerin üzerinden aslında onları ötekileştiren insanları acınası görüyor ve onları utandırmak istiyor. Bu sebeple mektupları okurken bize yansıtılan duyguların bunlar olduğunu anlıyor ama bizim yaşamamız gereken duygular olduğunu anlamakta güçlük çekiyoruz. Oldukça ses getiren, devrine göre bambaşka bir pencereyi açıp "Heyyyy, burada bunlar var!" diye bağıran bu adama kulak kabartanlar da yalnızca kahramanlara acımış ama dönüp biz ne yapıyoruz dememişlerdir. Yazıldığı dönemin önemli bir toplumsal eseri olan bu kıymetli roman aslında kendinden önceki ve sonraki dönemin de önemli bir önizlemesi. Evrensel bir olgu çünkü açlık, yoksulluk. Bakınız günümüz verileri bugünün geleceğinin de pek parlak olmayacağını gözler önüne seriyor. Gariptir ki tarihe dönüp baktığımzda Rusya’nın karanlık dönemlerini hatırlamamak içten bile değil. Ama ne yazık ki bu karanlık geçmişten utanmak şöyle dursun daha da ilerleyerek görünmez bir el olan diğer dünya devletlerinin yapmış olduğu gibi, yaşamın kalitesini hiç ederek, açlık, sefalet, salgın hastalıklar ya da bilinmeyen yok oluşlar olarak yıkımlarına devam ediyor. Her neyse kitaptan çok sapmadan, Dostoyevski’nin alt tebaa (tabi kime göre alt tartışılır) nın hakkını ödemek adına yaptığı bu güzel atılım döneme damgasını vurup Dostoyevski’nin yüzünü güldürse de bu şekilde yaşayan insanların karnını doyurmaya yetmediğini sanıyorum. Dil becerisini, derin gözlem gücünü çok iyi kullanan ve hayatımıza ilerleyen zamanlarda Suç ve Ceza gibi büyük bir psikolojik kriz bırakacak olan yayın hayatına bu kitapla yeni başlamış yazarın da kalemindeki keskinliğini sayfa 89'da Pokrovski’nin babasının acısından anlıyoruz. İnsancıklar'ı gözümüzde ölümsüz kılan acının olabilecek en somut tasvirinin yer aldığı bu satırlar gerçek ama aynı zamanda gerçeküstü bir yansıma. Kitabı İletişim yayınlarından okudum. Kapağında Edward Munch’ın “Kıskançlık” çizimlerinden biri var. Ben Çığlık’ı görmeyi tercih ederdim. Makar’ın kitap boyunca kendi varlığını ispatlamak için kopardığı çığlıkları, Varvara’nın umursamaz tavrına karşı çok daha tamamlayıcı olabilirdi. Dostoyevski’nin Gogol’den çok etkilendiğini bilmeyen kalmadı artık diyerek okumayana Palto Knut Hamsun’in Açlık Ve en sonda ilkel ve modern olanı düşündüren Göğü Delen Adamı okunması için şöyle bırakıyorum. :)
İnsancıklar
İnsancıklarFyodor Dostoyevski · Can Yayınları · 202361,7bin okunma
··
122 görüntüleme
Quidam okurunun profil resmi
Bu kitabı bir ağaç olarak düşünecek olursak eğer; sizin incelemeniz, büyük kökleri içerdiğini söyleyebilirim. Temeli ve beslendiği yerleri çok iyi anlatmışsınız. Ben, bu kitaba bireysel olarak yaklaşmıştım. Hâlbuki anlamların ve temelin hepsi toplumsal durum üzerineydi. Kendi düşünceleriniz ve yorumlarınız ile Dostoyevski'nin anlatmaya çalıştıklarını -bana göre tabii- çok iyi harmanlamışsınız. Düşündüren ve düşündürürken keşfettiren bir inceleme olmuş. İnceleme için teşekkür ederim, Melike Hanım. Emeğinize sağlık.
Melike okurunun profil resmi
Ben de bu kıymetli yorum ve desteğiniz için teşekkür ederim. Ne mutlu farklı bir açı ile yaklaşabildiysem ve bunu hissettirebildiysem :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.