Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

YEŞİL FLÜT
Kaçınızın çocukluğuna dair önemli anılarının bir parçası olan özel ufak tefek eşyaları vardır? Bir oyuncak araba, sürpriz yumurtadan çıkan bir kurşun asker, arkadaşınızdan üttüğünüz kocaman mavi bir misket, oyuncak bebeğinize yalancıktan ÇAY içirdiğiniz tabağı kendine yapışık pembe minik bir fincan ya da ne bileyim size özel küçük bir parça… Dolabınızı yerleştirirken elinize geliveren, ‘’bu kutuda da ne vardı ki’’ diye içindekileri unuttuğunuz yıllardır açmadığınız bir kutucuğu açtığınızda yüzünüze gülüverip anında sizi o yıllara götürüveren sizden bir parça… Sizi bilmem ama benim yeşil bir flütüm var. Daha daha küçükken de kolları ve ayakları birbirine yapışık, sarı ile yeşil arası bir renk plastikten yekpare bir oyuncak bebeğim vardı. Annem almıştı tuhafiyeden. Çok oynadım onunla. Bebeğimle benim evimiz, evdeki tek masanın altıydı. 50*70 cm masa şimdi küçük geliyor ama o zamanki bana 3+1 daire kadar büyük gelirdi. Her seferinde kundak yapmak zorunda kaldığım yapışık yekpare bebeğim için kolları neden ayrı değil diye ağlamaz, annemden yenisini istemez onunla güzel güzel oynardım. Ben büyüdükçe ne ara kayboldu işte onu hatırlamıyorum.. Bakmayın bu anlattığıma geçenlerde annem ve ablama ‘’ ya ben çok da yaramaz bir çocuk değildim dimi’’ dediğimde hemen bana amcamın kızının kafasını nasıl yardığımı anlattılar. Hafızam işte.. silmiş o kısımları güzeeelce.. Geçenlerde dolabımı yerleştirirken işte o, yani yeşil flütüm bir kenardan bana göz kırptı ve anında da hayalen açılan bir pencereden o günleri seyran ettirdi.. Ortaokula başlarken müzik dersimiz için aldığımız ilk enstrümanım.. Yan flüt filan sanmayın haa.. bildiğiniz plastik okul flütü.. Babamla ayaklarımıza kara sular inene kadar nereleri gezip almıştık bugün gibi hatırlıyorum.. Babamın benden çok heveslendiğini, hatta ‘’ çalıyor mu bakiim’’ diye kaç kere ‘’ tüüü tüüüü’’ diye öttürdüğünü.. Şimdilerde beş bilemedin on lira olan nereye gitti gelmez bir para olan flüt o zamanlar epey para etmişti.. belki yine ucuzdu da bize çoktu o para varın siz düşünün.. Derslerim ilerledikçe evde bana ‘’ doo bir küüüülah dondurmaaa….ree masmavi bir dereeee……’’ yi çaldırdığı hala kulaklarımdadır. ‘’ mii denizde bir geemii….. faa denizde bir tayfaaa….soool papatyalı bir yooool….. la güneşten bir damlaaa……’’ İyi bir müzik kulağımın olması muhtemelen babamın genlerinden anlayacağınız.. Babama kimden geçmiştir işte o muamma.. dedelerden ya da nenelerden biri olmalı muhakkak .. Çok küçükken teybe ses kaydı filan da yapardı babam.. hele de köyümüzde bir piknik günü ayağında kundurayı söylediğini hala unutamayan, bahsi geçtikçe hüzünle anlatan akrabalarımız var.. sonradan çok aradım o kaseti ama muhtemelen babamla hatıraları benim kadar iyi olmayan ablamın marifeti alıp çöpe basmak babamın ardından.. Müzik dersi en sevdiğim derslerdendi.. Resim de.. aslında tüm dersleri çok severdim ben.. Beden dersi hariç.. yaşıtlarımdan daha erken boyum uzadığı için hep utanırdım o derste ve nefret ederdim şu baş belası takla, köprü ve kasadan atlamadan..Okula koşa koşa giden, belki de diğer arkadaşlarımın inek dediği tiplerdendim..Benimkisi kitaba deftere gömülü bir ineklik sayılmazdı aslında.. dersi çok iyi dinler, bir de ödevlerimi yapardım o kadar.. yedi yirmidört ders çalışmazdım yani.. zaten üç göz evimizde oturduğumuz odada aynı zamanda yattığımız için buna imkanım da olmazdı.. kalma tehlikesi geçirdiğim tek ders olan bedenden de dönem ödeviyle yırtardım.. Okulumuz kenar mahallede olmasına rağmen resim ve müzik derslerinde atölyeye ve müzik sınıfına giderdik sınıfça.. Müzik öğretmenimizin görmez tarafından ömrümüzde ilk defa gördüğümüz bir köşedeki PİYANOnun bir iki tuşuna korka korka basar, hoca yakalayacak diye ödümüz kopardı.. Hocamız, ara ara bazı şeyler çaldığı bu kutsal enstrümanı, koro seçmelerinde ara sesleri çıkarabiliyor muyuz diye bizleri denemekte de kullanırdı. Tahmin ettiniz değil mi koroda olduğumu.. Evet üç yıl boyunca koronun sabit elemanlarındandım.. Lisede ise yakamı zor kurtarmıştım müzik hocamdan.. MF dalında ilerlemek istediğimden müzik kariyerim!! başlamadan bitmişti.. 23 Nisanlarda, 19 Mayıslarda vs. banttan çalınan istiklal marşını duyanların o an ne yapıyorsa Allah ın emriymiş gibi put gibi donduğu okul törenleri.. küçüğü büyüğü yaşlısı genci marş bitene kadar her ne haldeyse öyle donan insanlar.. geç kalıp okulun arkasından dolaşan üç beş çocuk bile kimse görmediği halde anında taşlaşırdı sesi duyunca .. hatırladıkça hala gülerim.. işte bize yani okul korosuna çok işler düşerdi o günlerde.. koronun üç beş parçası olurdu kesin.. Bir de solo söylenen birkaç parça.. Derslerim ve korodaki disiplinim iyi olmasına rağmen muhtemelen silik sinik bir profilim vardı ki soloya seçmezdi hoca beni.. fakat günlerden bir gün yine bir okul töreninde koroya epeyce bir iş düşmüştü. Hocanın repertuarına aldığı bir türküde hem erkek hem kız sesine ihtiyaç vardı solo olarak.. Düet gibi yani.. Hocamız başladı bizi çalıştırmaya .. Tek tek seslerin uyumuna bakarken zaten sayıları az olan erkek öğrencilerin hiçbiri işi kotaramadı ve erkek ses mecburen hocamız olacaktı. İş böyle olunca kızlara da bir heyecan geldi ki sormayın.. Hoca ile düet.. sıra geldi denemelere.. Bir .. iki.. üç.. dört.. derken denenen hiçbir kızın sesi hocanın sesiyle uymuyordu birtürlü.. Bense diyorum ya biraz silik olduğumdan kül kedisi gibi sesi en son denenen kişi olmuştum.. Sesimin denenmesiyle ‘’ Aranan kan bulunmuştur’’ diye hocamızın sevinç nidasını hiç unutmuyorum.. Türküde ‘’ beni bu dertlere garkedeeeeen ‘’ diyen hocanın ardından ‘’ sen sen sen…. Sen sen sen ‘’ diyecek olan ben.. Günlerce yapılan hazırlık, prova vs. den sonra tam bir fiyasko solo.. Neden mi.. elimdeki mikrofonun sesini açmamışlar da ondan.. Gerçi ikinci nakaratta açtılarsa da ilk nakaratta hocamızı yalnız bırakmıştım.. Tabiri caizse dertlere garketmiştim anlayacağınız.. Aslında bu olaydan daha ziyade beni şok edense eve geldiğimde olayları anlatırken ‘’ mikrofonun sesini açmamışlar kimse duymadı benim ‘’ sen ..sen .. sen.. dediğimi’’ diyince babamın ‘’ ben duydum’’ demesiydi.. ‘’ baba sen orda mıydın gerçekten’’ ‘’ nerdeydin ben görmedim ki seni..’’ ‘’ güzel söyledim mi ‘’…. Artık sevinçle, gözler faltaşı şeklinde sorulan soruların bini bin para.. Sonradan öğrendim ki babam solo söylediğim için değil koroda olduğum için beni dinlemeye hep gelmiş.. Benimle birlikte o heyecanı bir köşeden hep yaşamış.. Alkışları diğer alkışlara karışmış.. ve sessiz sedasız bir köşede seyredip gururlanmış da bir güne bir gün ben şımarmayım diye bana hiç söylememiş.. Kimbilir daha neler neler söylemedi ve ben duymadım yıllarca.. Şehir dışına okumaya gönderirken otobüs hareket ettiğinde elinin tersiyle gözlerini sildiğini gördüm de bir de işte o zaman hayatımda çok şeyler değişti.. Bazı şeylerden dolayı zihnimde kavga etmeyi bıraktım onunla.. Zaten o da birkaç ay sonra bizi bıraktı ebediyyen.. Meçhule giden bir gemi misali sessizce bu limandan ayrıldı.. RIHTIMda kalan bizlerde gah elemli, gah kahırlı, gah sıradan günlerle yaşamaya devam edip gittik.. Size söylemedim değil mi.. flütümden başka bir de mızıkam olduğunu.. ama onu hiç çalamadım babam gibi.. Ablam değerlidir belki diye atmamış olacak ki çekmecede yerinde bulabilmiştim onu.. İşte burda flütümün yanında duruyor.. babamdan bir nefesle saklı o kırmızı kadife kutusunun içinde..
··
67 görüntüleme
Muzaffer Akar okurunun profil resmi
Daha dün biz çocuktuk da bir flüt için neler yapardık. Hangi ara büyüdük ben anlamadım. Kızım dokuz yaşında, geçen 23 Nisan’da okul gösterisinde hem koro hem de modern dansta görevi vardı. O sahnedeyken küçük yüreğindeki heyecanı ben de yaşıyordum sanki. Nasıl duygulandım bir ben bilirim. Bir adamın “baba” oldum demesi için kızı olmalı evvela. Bir de saçlarını tarayıp örmeli itinayla. Bu iş gününde gözler nemlendi...Var olun...
Hatice okurunun profil resmi
siz de var olun Muzaffer Bey.. Teşekkürler..
Hatche okurunun profil resmi
"Şehir dışına okumaya gönderirken otobüs hareket ettiğinde elinin tersiyle gözlerini sildiğini gördüm de bir de işte o zaman hayatımda çok şeyler değişti.. Bazı şeylerden dolayı zihnimde kavga etmeyi bıraktım onunla.. " Babamı öyle canlandırdı ki bu söyleminiz gözümde.. :) :) Babam benim veli toplantılarıma hiç gelmezdi İlkokuldayken, o gün gün boyunca okulun kapısında beklerdim de ne gelen olurdu ne giden, hatta cuma günleri eve gideceğim zaman arkadaşlarımın babaları gibi beni almaya gelsin çantamı taşısın diye hayaller kurardım. Gene gelmezdi. Sonra anneme sordum "Anne babam neden yanıma hiç gelmiyor, neden beni almaya gelmiyor okuldan?" diye. Annemin sözü babama ihtiyacım olduğu her an aklıma gelir. Şimdi büyüdüm ve çok uzaklardayım ve alıştım da yanlarında olamamaya ama hala bir yanım eksik. Annem, " Babanın yüreği çok yufka kızım bakma iri yarı olduğuna, seni orda görürse dayanamaz ağlar. Ondan yanına gelmiyor..." İlkokul bitti, lise oldu gene gelemedi. Lise bitti şehir dışı üniversite oldu sadece köy arabasına binerken yanıma geldi, geldi ama eminim yüreği sızlaya sızlaya geldi. Ben arabaya biner binmez döndü arkasını hem bana hem anneme... Annem belli eder üzüldüğünü sevindiğini ama babam belli edemez çünkü gözümde en güçlü o. O olmadan uyku girmez gözüme yazları. İyi ki varsın Baba, Seni Seviyorum... Yüreğinize sağlık Şimal Hanım çok güzel bir hikaye olmuş... :) :)
Hatice okurunun profil resmi
Sizin de yüreğinize sağlık ..babanıza iyi bakın..
Erhan okurunun profil resmi
Diyorum kim oy verdi bu kaybetmek'e, çıkıyor teker teker:) Çok güzel olmuş gerçekten, elinize sağlık.
Hatice okurunun profil resmi
teşekkürler Erhan bey.. etkinlikler bize çok mesafe kaydettiriyor..
Mithril / Nobody okurunun profil resmi
Erhan, bir dahaki etkinlikte kuralları degistirelim, duygusal yazılar yasaklansın, sabah sabah bir okuyayim dedim, Şimal'in ozellikle son kısmı gozlerimi doldurmuşken üstüne bir de Muzaffer abinin yorumu da üstüne tuz biber oldu. Ben babamı özledim :( Kızlar ne kadar büyürlerse büyüsünler, babalarının hep küçük kızlardır, ve babalar da kızların hep en büyük kahramani. Şimal, yanağımdan süzülen damlaların sorumlusu sensin :)
Rahime okurunun profil resmi
Benim de sarı renkli bir flütüm vardı. Korodaydım ben de ama şarkı söylemiyordum sesim kötüydü, seçmeler de elenmiştim ama çok istiyordum koro da olmayı hırs yaptım ve flüt çalarak girdim o çok istediğim koroya. 5 kişilik flüt grubunda en iyi çalan bendim. Bir kez dinlemeyle hemen ezberleyiveriyordum şarkıyı ve müzik hocam tarafından övgülere boğuluyordum. :) Bana o günlerimi hatırlattınız Şimal Hanım sağolunuz. Gözlerim satırları okurken, aklım çocukluğuma doğru seyahate çıktı resmen. Elinize sağlık çok güzel olmuş.
Hatice okurunun profil resmi
teşekkür ederim Rahime Hanım.. benim ilham perileri gece mesaisine kaldı bu gün :) bunlar döküldü :)
Kevser S. okurunun profil resmi
Elinize, yüreğinize sağlık Şimal Hanım. Çok güzel olmuş. Orta okulda bende okul solosundaydım. Hatta ilk defa ksilofon diye bir müzik aletiyle tanışmıştım. Anlattıklarınızla o tatlı o hislerimi canlandırdınız. Teşekkür ederim :)))
Hatice okurunun profil resmi
ne mutlu o günlere döndürebildiysem Kevser Hanım :) ben teşekkür ederim..
Ayça okurunun profil resmi
Şimal Hanım,çok güzel bir hikaye olmuş.Yüreğinize sağlık.
Hatice okurunun profil resmi
Teşekkür ederim Ayça hanım. . Sizler güzel yüreklisiniz ki yüreğinize dokundu..
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.