Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

147 syf.
9/10 puan verdi
SADECE ADEM İLE HAVVA'NIN GÜNCESİ ÖYKÜSÜNÜN YORUMLAMASI Öncelikle bu yazıyı okurken arka fonda, aşağıda ilişik olan şarkıyı dinlemenizi hatta sonrasında klibini izlemenizi öneririm. SOKO - First Love Never Die : youtu.be/-_Y2jfK06pY --------------------------------------- Havva anamız Adem babamız veya Eva anamız Adam babamız dünya yuvamız. Düşünsenize, gözünüzü bir açmışsınız, her yer o kadar canlı renklere sahip ki! Her şey o kadar saf ve temiz ki aldığınız oksijen ciğerinizi yakıyor. Daha yeni doğdunuz ve yeni doğar doğmaz gözleriniz yanmaya başlıyor cennet bahçesinin zerafetinden. Bir gün uyanmışsınız ve kaburganızda bir leke var. Yanı başınızda da uzun saçlı bir yaratık! Kim bu nereden geldi? Zararlı mı? Yaratık doğruluyor ve ses çıkarıyor. Her şeye isim takıyor. Adem'in peşinden ayrılmıyor. Çünkü bu yaratık sevgi dolu ve yaşadığı dünyayı hayvanları bitkileri o kadar çok seviyor ki her nesne ile arkadaş oluyor. Yıldızlar ile dost oluyor onları selamlıyor. Adem'i merak ediyor ve sonra ne oluyor biliyor musunuz??? Adem'e değer veriyor. Tabi o zamanlar aşk meşk falan yok. Ama Eva anamız Ademi çok çok çok seviyor. Onun gönlünü almak için de yasak ağaçtan elmalar topluyor Adem'e veriyor. -"Yasak elmalar bunlar. Onun dediğine göre bir iş açacakmışım başıma. Olsun! Onu hoşnut kılmak uğruna, başıma gelecek her işi göze almaya hazırım." diyor koca yürekli Eva. Adem ise hep ondan kaçıyor. Onun çekip gitmesini istiyor. Miskinliğine devam etmek istiyor. -"Yeni yaratık kendisinin dişi olduğunu söylüyor. Belki de uyduruyordur. Her neyse, beni hiç ilgilendirmez. Başımdan çekip gitse de şu çenesinden kurtulsam tek." diye düşünüyor Adem. O malum elmanın yenmesiyle bütün dünya değişiyor ve dünyaya ÖLÜM geliyor. Kaplanların koynunda uyuyabilirdi Eva önceden ama artık uyuyamıyor. Bütün canlılar birbirlerini yemeye başlıyor. Ölüm dünyaya balyoz gibi iniyor. Kaçıp iki insan başka yere yuva kuruyor. Bir gün Havva ufak bir yaratık ile beliriyor. Adını Kabil koyuyorlar. Kimse bu yaratığın ne olduğunu bilmiyor. Sonrada bir tane daha yaratık geliyor. Buna da Habil diyorlar. Artık ilk ailemiz yuvasında yaşıyor. Zaman geliyor geçiyor derken dünyaya gelen ÖLÜM, herkese tadını tattırıyor. Bildiğimiz üzere Kabil kardeşi Habil'i yaralıyor ve ölmesine sebep oluyor. Henüz aileden kimse ÖLÜMün ne demek olduğunu bilmiyor ki! Şeytanın tasvir ettiği gibi "uzun bir uyku hali, ama bildiğin bir uyku değil.". Eva ana için ne büyük bir acı. Dünyanın ilk cinayeti, ilk ölümü, ilk acısı, ilk kaybı, ilk gözyaşı.... Bir ananın ilk feryadı. Acaba Havva ana o elmayı yediğine pişman olmuş muydu oğlunu ölü görünce? Bunu asla bilemeyiz sanırım. Ömrünü sevgiye ve güzelliğe adamış Havva anamızı saygı ve sevgi ile yad ediyorum. Adem klasik erkek, hisseder ama pek belli edemez. Adem de onu çok seviyor ve hatta diyor ki: -Aradan geçen bunca yıldan sonra, başlangıçta Havva'yı zaman zaman yanlış anlamış olduğumu görüyorum. Cennet Bahçesi'nde onsuz yaşamaktansa, dışarıda onunla birlikte yaşamak çok daha güzel. İlkin çok konuştuğunu düşünüyordum hep, şimdi ise bir gün susmasının, sesinin günlerimden silinmesinin benim için büyük bir acı olacağını düşünüyorum. Bizi birbirimize yaklaştıran, bana onun yüreğindeki iyiliği, ruhundaki tatlılığı tanımayı öğreten o ilk kestane bin yaşasın! Biraz ketum olsa da Adem baba iyi birisi. Havva yı çok sevmiş sonraları. Yukarıda da diyor ya.. Adem'in güncelerinde cümleler birer ikişer cümle ile sınırlı iken Havva'nın günceleri oldukça uzun ve betimleme kaynıyor. Çünkü Eva sevgi dolup taşan bir kalbe sahip. Konuşmayı da çok seviyor :))) Çok enfes ve mizahi yönü güçlü bir öykü idi. Herkese tavsiye ederim. Normalde tavsiye işini sevmem pek ama bu kısa ve sıcacık öykü için istisna yapabilirim. :)) Okuyacak olanlara keyifler dilerim. Bu öyküden edindiğim çıkarımlar şunlardır: 1) Dünyaya ölüm indiğinden bu yana, hayatı çok ciddiye almak aptallıktır. 2) Sevgi sadece insana değil canlıya, cansıza, dünyaya, galaksiye, evrene beslenebilen bir duygudur. 3) Sevdiklerimizin ölümüne ağlamak, kendi bencilliğimizden ileri gelir. Biz en çok kendimizi düşünürüz. 4) Sevdiklerimizin ardından elbette göz yaşı dökeriz ama dökerken de güzel anılar ile tebessüm edebilmeliyiz. 5) Sevgi yetmez tek başına; emek, özveri, mücadele, dayanışma varsa sevgi bir anlam kazanır. Yoksa beş harfli bir kelimeden öte gidemez. 6) Sevdiklerimize kızarken, tavır alırken veya kötü söz söylerken, onların bir gün hayatımızdan göçüp gideceğini, ardından ise bize pişmanlıkların kalacağını düşünmek gerek bazen. 7) Kaybedişler aslında birer kazanımdır. Bazıları meyvelerini geç verir. 8) Sevilenler ihmale gelmez. 9) Sevdiğini söylemek, belli etmek ayıp bir şey değil. 10) Ayıp derseniz şayet, en büyük ayıbı işleyin. Şahane sevin, doğaçlama dans edin. 11) Sizi mutlu edecek şeyleri asla ve asla ertelemeyin. Mottomuz şu olsun "ŞİMDİ DEĞİL İSE NE ZAMAN" Sevgi ile sağlıcakla, esen kalın. Eva'nın mezarında ise şu yazılıymış: Cennet, O'nun olduğu yerdi. Adem --------------------------------------- Final şarkımız da yine aynı sanatçıdan. SOKO - We Might Be Dead By Tomorrow : youtu.be/hqj8_RdLoJE
Adem ile Havva’nın Güncesi
Adem ile Havva’nın GüncesiMark Twain · İthaki Yayınları · 20214,076 okunma
··
389 görüntüleme
Roquentin okurunun profil resmi
Vallah çok güzel okunuyiyahhh :)) Sen ne güzel yaziyahh Havva elden gidiyahh , Adem birşey yapmiyahhh , Kabil haklı:) Saramago müthiş:) Elif'ten sevgiler :))
Li-3 okurunun profil resmi
Dünya elden gidiiyyyeeeaaaah. Pohg mu vardi yidin elmayeeeeaaah... Marul neyine yetmiyeeeeaaahh :)))
1 sonraki yanıtı göster
Bu yorum görüntülenemiyor
Sezen B. okurunun profil resmi
Harikaydı. Okurken hiç bitmesin istedim.Çok çok çok beğendim.Eline,yüreğine sağlık :)
Li-3 okurunun profil resmi
Düzenleyip biraz daha :))) teşekkürler
Erhan okurunun profil resmi
Güzel olmuş elinize sağlık, son kısımları biraz kişisel gelişim kitapları gibi olmuş ama güzel gerçekten şarkılarla. Okuldayken kütüphedede ingilizcesi vardı, okumuştum diye hatırlıyorum, en azından bir kısmını herhalde, sondaki alıntıyı hatırlıyorum o günkü gibi . Zamanının zeki adamlarından Mark Twain ve gösteriyor her fırsatta. Ben de benzer bir şey yazmıştım zamanında da, okudum şimdi - fazla ekstrem geldi burası için :) Teşekkürler bu güzel inceleme ile hatırlattığınız için kitabı.
Li-3 okurunun profil resmi
Ben teşekkür ederim. :) Son kısım, hikayenin bende yaptığı çağrışımlar aslında :)) Yoksa kişisel gelişim kitaplarından nefret ederim ( aman duymasınlar linç etmesinler beni) :)))
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.