Gönderi

Geleceği parlak değildi, Sebepsiz dolanıyordu. Genç bir adamdı işte, Kuzey Caroline civarında otobüsle bir yerlere giden, Ki kar Yağmaya başladı, Ve tepede küçük bir cafede mola verdi otobüs, İçeri girdi yolcular. Ve tezgaha oturdu diğerleriyle. Bir şeyler ısmarladı. Geldi yemek , iyiydi , bilhassa kahve. Garson kız tanıdığı başka kadınlara hiç benzemiyordu. Yapmacık değildi. Doğal bir neşe vardı her halinde. Aşçı deli deli konuşuyordu , bulaşıkçı gülüyordu. Güzel temiz hoş bir gülüşle, Genç adam pencereden yağan karı izledi. Ve o cafede sonsuza kadar kalmak istedi canı. Tuhaf bir duyguya kapıldı orada, her şeyin güzel olduğuna dair. Ve her zaman güzel olacağına dair. Gitme vakti dedi şoför, yolculara. “Şimdi burada kalacağım, tam burada kalacağım.” diye düşündü genç adam. Ve kalktı sonra , diğerlerini izledi otobüse kadar. Yerine oturdu ve cafeye baktı pencereden. Ve sonra aşağı doğru kıvrılıp gitti. Tepelerin arasından. Genç adam gözlerini ileriye dikti. Konuşmalarını dinledi yolcuların ya da okuyup uyumaya çalışmalarını izledi. Farkına varmamışlardı büyünün. Ve genç adam başını bir kenara koydu. Kapadı gözlerini uyuyormuş gibi yaptı. Yapacak bir şey yoktu. Motorun sesini dinlemekten başka ve lastiklerin karda.. Charles Bukowski - Nirvana
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.