Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

"Bu yönüyle Vesikalı Yarini in Zizek'in tanımladığı anlamda melankolik bir hissiyatı içerdiği söylenebilir. Zizek'e göre, hayal kırıklığına uğramış 'arzunun aşırılığıyla baş etmektense (arzunun nesnesinden mahrum olmaktansa), melankolik, nesnenin varlığında nesne için (yani ona sahip olmak için) arzudan mahrum edilmeyi (olmayı) tercih eder. Melankoli, sonunda arzulanan nesneyi elde ettiğimizde ve onun içinde hayal kırıklığına uğradığımızda ortaya çıkar. Ona göre Masumiyet Çağındaki Archer-Olenska aşkı böyledir; sevgililer beraber, aşk içinde, birbirlerinin varlığından keyif alırken gelecekteki ayrılıklarının gölgesi ilişkilerini gölgeler, katastrofik kılar. Melankoli, aşk ilişkisindeki biricik tadı sağlayan şeydir. Halil Sabiha aşkı da "biteceği" bilgisi tarafından gölgelenmiştir. Halil'in evli, Sabiha'nın vesikalı oluşu, bir gün bu aşkın "gerçekle" karşılaşacağı korkusu, onları beraberlikleri içinde melankolik kılar. Melankolik, nesneyi ikinci kez, nesne gerçekte "kayıp" olmadan önce, varlığında ona kayıpmış gibi davranarak öldürür. Bu anlamda filmi melankolik kılan, sadece filmin sonunda kayıpla ortaya çıkan imkânsızlık değil, bütün bir filmin ve Sabiha-Halil aşkının bu imkânsızlığın bilgisiyle gölgelenmiş olmasıdır. Sabiha'nın manav dükkânına uzaktan bakışı, gerçekte kaybın olduğu, fark edildiği andır, Halil'in artık "onun için” olmayacağının kabulü gibidir. aynı bir "mezarlık ziyareti"nde hissedileni andırır. Nitekim söyleşisinde Akad bu sahne için "mezarlık ziyareti” tabirini kullanmıştır."
Sayfa 171
·
36 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.