Tanrı’nın kenti, çok uzaklarda, kusursuz bir inci gibi görünür. O kadar harikadır ki, bir çocuk, bir yaz gününde oraya ulaşabilirmiş gibi görünür. Bir çocuk ulaşabilir gerçekten de. Ama ben ve benim gibiler için durum bambaşkadır. İnsan bir şeyi bir anlığına kavrayabilir ama ardından gelen uzun, ağır saatlerde kaybeder. “Ruhun erişebildiği yükseklikler”i korumak çok güçtür. Düşüncemiz “sonsuzluk”tadır ama “zaman” içindeki hareketimiz ağırdır..