Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Kırık Hava
Deniz manzaralı bir masa, daha ne olsunlu bir düşünce içerisinde seyre durmuştu o sırada sahilde olan biteni. Bir silsile halinde fikrine hücum eden düşünceleri kovmak isterken kendini yeni yeni düşüncelere itiyordu. Kimbilir kaç vakittir o masada oturuyordu ya da bu içtiği kaçıncı çaydı kendisi de bilmiyordu. Sanki ruhu bir boşluktan diğer boşluğa yatağını terk eden bir nehir misali  akıyordu. Bir elin omzuna dokunması ile kendine geldi, kafasını kaldırınca henüz daha sandalye boyuna ulaşmayan küçük bir çocuk, az ilerde ağaca takılmış balonu  gösteriyordu. Ağlamaklı gözlerindeki acıyı kendi yüreğinde hissetti. Balonu takıldığı yerden çıkarıp tekrar çocuğun sıska parmaklarının arasına bıraktı. Belki bu olay olmasa o hâlâ masada oturacak ve düşüncelerin beynini kemirmesine izin verecekti. Yürümeye başladı, şimdi aklında tek bir soru vardı; ne yapacaktı, bir düzelen bir bozulan bu hayatını nasıl toplayacaktı? Dar sokakları, ıssız kaldırımları geçerken kimi zaman bir arabanın kornası kimi zaman ona çarpan biri onu düşüncesinden  ayırıyordu. Bir ara aklına saate bakmak geldi, vakit geç olmuştu, artık eve gitmesi lazımdı. Eve gitmeyi pek sevmezdi sokaklar ona göre daha eğlenceliydi bir sürü değişik yüz, her çeşit insan... Bir köşeye geçip saatlerce seyrederdi. Yüzlerinden içinde bulundukları durumu anlamaya çalışırdı ki ona göre en mutsuz insan kendisiydi. Eksikliğini duyduğu bir şeyi arıyordu o yüzlerde. Ama neydi? Sorsa onu tanıyanlara bulabilirler miydi? Nafile, onu kimsenin tanımasına izin vermemisti. Ev kapalı bir kutu gibiydi; havasız, karanlık ve yanlızlığın rengiyle boyanmış duvarları vardı. Bazen kitap okur bazen şarkı söylerdi, onun ev hali buydu. Kimi zamanda tahta parçalarını eline alır aklından ne geçerse o an onu yapmaya koyulurdu ki zaten kendi de beceriksiz olduğunu bilir, baştan yapamayacağını bildiği için çok da heves etmezdi. Zaten iş olsun diye yapıyordu. Akşam eve gelince yine bir ev hüznü başlamıştı, acaba biri ona büyü mü yapmıştı? Yoksa imkanı var mı bir insanın böyle bedbaht olmasının? İçinden kendince aman dedi kim ne yapsın beni. Sonra aklına sahil geldi, gemiler ne güzel birer birer rıhtıma dönmüştü. Sahi onun sığınacağı bir limanı yoktu, ansızın aklına resitalde piyano çalan kız geldi. Bu aralar düşünmeye  değer tek şeydi o güzel mahluk. Parmakları nasıl da dans ediyordu ahengini rüzgardan alan bir gelincik gibi, parmakları notalar üzerinde bir sağa bir sola gidiyordu .Saçları çok koyu olmamakla beraber kahverengiye çalıyordu. Uzun uzun beline kadar dökülmüştü, her kafa oynatışında başaksız buğday gibi dalgalanıyordu, narin ve mini minacık yüzü üzerinde iki zeytin gibi göze sahipti. Yüzündeki tebesüm o kadar büyümüştü ki uzaktan biri onu izlese  dünyanın en budala insanı seçerdi, ama bizim kahraman sadece aşıktı. Aklı başına karnı guruldayınca gelmişti ama uyumak daha cazip gelmişti. İçini saran korkular vardı. Neydi, onu böyle mahsun yapan neydi, neydi rüzgara küstüren saçlarını, neydi gözlerini denize bakmaktan alıkoyan, önünde dünyanın en güzel çiçekleri dururken onları koklamak yerine neden arkasını dönüp kaçmayı istiyordu, neden beğendiği, kalbinin en güzel tahtına oturtduğu kişiyi bile düşünmekten çekiniyordu? Sorular, sorular diye döndü yatağında.Pencereye takıldı gözü, ince bir yağmur başlamıştı. Bir şiir mırıldandı; Bu yağmur, delilik vehminden üstün, Karanlık, kovulmaz düşüncelerden. Cinlerin beynimde yaptığı düğün, Sulardan, seslerden ve gecelerden... Sabah olmuştu, ne geceydi ama dedi kendi kendine. Pencerenden baktığında her yer ıslaktı, yağmur sabaha kadar devam etmişti, serin ve soğuk bir mart havası almıştı odaları eline çayını aldı, uzun süredir işsizdi ve başvurduğu hiçbir yerden haber gelmemişti. Köşedeki para ne kadar kendini idare edecekti. Bugün yine ıssız sokakları gezmeyi düşündü, kim bilir piyano güzelini görürdü belki, bu gelen baharı ve içinde anlam veremediği, boşa koysa dolmayan doluya koysa almayan, sebebini hiçbir yüzde bulamadığı eksikliği bulurdu. Eksikti ve kaybettiği şeyi yerine koyamıyordu. Halbuki o böyle miydi eskiden? Bir bilse, ah bir bilse  bulurdu eksiğini. Söylenerek üzerini giydi. Eller cebinde çıktı sokağa,  bugün deniz kenarına gitmek istemiyordu .Orası hassas kalbine daha da bir hüzün katıyordu. Tanıdık kimseyi de görmek istemiyordu. Bir bunalma, bir sıkılma hali içindeydi. Girdiği kaçıncı sokak o da bilmiyordu. Birden kulağına bir müzik sesi geldi, bu oydu. Resitalde gördüğü kızın çaldığı şarkıydı. Bir kafenin içinden geliyordu, kalın bir ses şarkıya girmişti:   Yak Del Mega boro boro, Yak delam mega naro naro Taqat nadaara delam betoo, beto Chekonammmmm. Güzel bir ezgiye sahip bu şarkı ona o günü hatırlattı. O minik sevimli yüz geldi aklına, yine bir korku ve heyecan fırtınası sardı içini. Hiç tanımadığı, ismini bile bilmediği bu kıza nasıl bu kadar bağlanabilirdi. Kaybetmişti, onu bu hayata sıkı sıkı bağlayan bağlarını kaybetmişti. Şimdi bu güzel mahluk onu hayata tekrar bağlayabilir miydi? Kimbilir diye içinden geçirdi,insanın yaşamında sözünün geçtiği birşey var mıydı olanlar irademiz dışında gerçekleşiyordu ve zamanın oltasına takılan balıklardık ailemiz  çevremiz hatta en yakın arkadaşlarımız bile hayatımıza atanmış varlıklardı bir tek hislerimiz ve duygularımız bizimdi.Günler birer birer geçiyordu.Havalar her geçen gün sıcaklar olmuştu o hala içine düştüğü girdapta  yolunu bulmaya çalışıyordu ne zaman  elini birşeye atsa elinde kalır olmuştu. O gün öğleye doğru acıkan karnını doyurmak için  kendine  bir yemekçi arıyordu .Bir kaç yerin önünden geçti lakin  bir his onu oralara girmekten alıkoyuyordu.Biraz yürüdükten sonra önünde bir kaç renkli masa ve sandalye bulunan bir yer ilgisini çekti çok kalabalık olmamakla beraber sakin de görükmüyordu. Bir kaç adım atar oldu ki arkadan kadife gibi bir ses geldi.Dönüp bakacak oldu lakin ayağı hafif çıkıntılı bir taşa takılmıştı ,zaten her daim eli ayağına karışırdı birden kendini yerde buldu herkes o an oraya bakıyordu bir el onu omzundan tuttu ayağa kalktığında iri yarı bir adam ona birşeyler söylüyordu ama  ne fayda onun gözü başka yerlere dalmıştı .Bu oydu  resitalde gördüğü kızdı  yüzünde hafif bir tebessüm oda kendisine bakıyordu içinden ufak bir utanç ve kızarma ile birlikte gözünü biran bile olsun ondan alamıyordu öylece donup kalmıştı .Birden hafif bir sarsılma ile önünde duran adamı farketti -İyimisiniz   Ağzından sadece iyiyim kelimesi çıkmıştı .Adam ve kız birbirine bakıp gülümsediler  az sonra adam kızın elinden tutup içeri götürmüştü .Her şey o kadar hızlı gelişmişti şaşkınlığı ve hüzün içerisinde  orda öylece tuhaf ve manasız duygular içerisinde epey durmuştu.Şimdi ne düştüğünde kırılan gururu ne de kızı gördüğünde ki büyük sevinci vardı.Şimdi içinde gram duygu yoktu bomboştu.Kendine gelmesi uzun sürmüstü ordan hemen ayrılmak istedi. Artık tamamen bişeyleri kaybettiğini anlıyordu.Bundan sonra iyi olabilme  imkanı var mıydı ne düştüğünde ki utanç ne de suya düşen kuru hayalleri  içini acıtıyordu o artık boşluğunda daha da kaybolmuştu.Son bir damla umudunuda yitirmişti. (Resitalde kızın çaldığı şarkı) youtu.be/GqOKPu2XVqE
··
28 görüntüleme
Erhan okurunun profil resmi
Elinize sağlık, dün dediğim gibi güzel bir hikaye, uzun da yeterince. Cümleleriniz duru ve güzel genelde, ama o tanışma anında biraz karavela, karmaşa oluyor sanki, sonra da bitiyor zaten. Uzun bir hikaye nispeten, insanları teşvik etmek gerekiyor genelde - özellikle günümüzde- böyle hikayeleri baştan sona okumaları için, çoğunluk katlanamıyor daha hikayenin başında bitmez tükenmez betimlemeler görünce. Etkinlik iletisinde, fazla uzun yazmayın dememin sebebi oydu aslen. Yoksa hiç bir sorun yok kısalık ya da uzunlukları ilgili. Dediğim gibi güzel bir çalışma olmuş, çok teşekkürler katılımınız ve cesaretiniz için :)
Mona okurunun profil resmi
Bu güzel değerlendirmeniz için teşekür ederim.Bu etkinlik sayesinde ilk defa hikaye yazma isteği duydum bunun için de ayrıca teşekür ederim cesaret edip yazacağım aklımın ucundan bile geçmezdi etkinlik de uzun yazmama konusundaki uyarınız görmemiştim onun için dikkat edemedim .:))Ama ben sanırım kısa hikaye yazamam gibi geliyor çünkü betimlemeler ve ruhsal analiz olan hikayeler daha çok ilgimi çekiyor ve yazarken de bu kıstasları göz önünde bulundurdum sanırım :)
Resul Bulama okurunun profil resmi
Olmuş bence, bir kaç alıntı yapıp notlarıma ekledim. Devamını bekleriz.
Mona okurunun profil resmi
Beğenmeniz beni mutlu etti vakit ayırıp okuduğunuz için çok teşekür ederim :)
2 sonraki yanıtı göster
özlem okurunun profil resmi
Öncelikle şunu sormalıyım.. Kuş tüyleriyle ve pırıltılarla yazdığın bu güzel yazın neden sonlara doğru sadece bir kalp sesini duyuruyor bizlere, belki tüm gürültüsüyle? - bu iyi birşey - Ve eminim yazını bitirdikten sonra kalemini bir köşeye ürkekçe koymuşsundur. Hayır! Kabul etmiyorum :) O kadar köklü ve güzel kelimelerin var ki, öylesine naif.. Her harfi ellerinle beslemiş, büyütmüşsün sanki. Ve itirazım Ey Mona Rosa, kalemini sıkı tut, derinleşiyorsun çağrısıdır.. Dostuma, fırtınalı bir rüzgarda, ışığı kadar olmasada ışıklı bir mektup... Çok beğendim, çok güzeldi.. Düş gibi :) O kalemi hiç bırakmamalısın ki insan değil, kalem insanı seçer :) Yüreğine, Emeğine, Varlığına sağlık....
Mona okurunun profil resmi
Ne diyeceğini bilememek bu olsa gerek dostum .Bazen kelimelerinin ışıkları gözlerimi öyle aydınlatıyor ki ve ben ne diyeceğimi ne yazacağımı bilemiyorum .Bir papatya kadar naifsin dostum bir gelincik kadar .Beğenmen ve bu değerlendirmen beni çok mutlu etti.Kalem insanı seçer demişsin bu doğru ve kalemin sectiği kisilerden birisi sensin kelimerinin kokusu rengi eşsiz bir insanı en derin yerinden etkiliyor.Seninde asla kalemini bırakmaman lazım güneşim :)
3 sonraki yanıtı göster
Yaren okurunun profil resmi
Etkinlik çoktan bitti zannediyordum, herkesin hikaye yazası var şu aralar demek ki diye kendi kendime yorumluyorum ben de. Meğer devam ediyormuş. :)) Çok güzel olmuş, eline sağlık. Birkaç ay önce bir okur vardı, o zamanlar tek hikaye paylaşandı benim bildiğim. Çok beğenirdim yazılarını, betimlemelerini. O geldi aklıma okurken, yine aynı duyguları hissettim. :) Biraz uzun olmuş diğer okurları pek hoşlanmıyor ama ben seviyorum. Geçmiş olsun yazmayı bırakamazsın artık. :))
Mona okurunun profil resmi
Bu güzel yorumun için teşekür ederim beğenmen beni çok mutlu etti doğrusu :)evet okurlar pek uzun hikayeleri sevmiyorlar sanırım dediğine katılıyorum,elimden geldiğince yazmayı düşünüyorum :)hep birlikte yazarız eminim seninde yazacağın hikayeler çok güzel olacaktır.:)En kisa zamanda bir hikaye bekliyorum :))
özlem okurunun profil resmi
#30047172 bu şiirinden, iyi bir hikâye çıkabilir :) Bilgine.. Kalemine sağlık! :)
Mona okurunun profil resmi
Sağol dostum:) çok teşekür ederimmm🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼🌼
3 sonraki yanıtı göster
Vildan berrak okurunun profil resmi
Hic sıkılmadan okudum diyebilirim.Yazmaktan anlamam onun için yazınıza pek bi yorum yapimicam.Genel itibariyle güzeldi😉
Mona okurunun profil resmi
Teşekür ederim vildan hanım vakit ayırıp okumanız mutlu etti beni :)
Hilal okurunun profil resmi
Monna'cımm kalemine, yüreğine sağlık. Başka hikayelerini de bekleriz. Betimlemeler de ne hoş olmuş öyle. Yazmaya devam et 😊 Bu arada piyano ile yapılan müziklere ben de bayılırım. Teşekkürler 😘
Mona okurunun profil resmi
Tatlım çok teşekkür ederim çok mutlu oldum beğenmene :)) İnşAllah yazmaya devam :))))🌼🌼🌼
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.