Putperestlik, şirkin anlamdaşı değil, onun çeşitlerinden biridir. Şirk, insanın, tarih boyunca
gördüğü genel bir din iken putperestlik, tarihin bir döneminde ortaya çıkmış olan şirk
şekillerinden biridir. Putperestlik, bir heykele ya da eşyaya kutsallık atfedilmesi demektir.
Putperestler, kutsadıkları heykel ve eşyanın, tanrının kendisi, tanrının bir benzeri veya insanla
tanrı arasındaki bir aracı olduğuna inanırlar. Onlara göre bu tanrılar, yaşam ve evren üzerinde
bir biçimde etki sahibidirler. Bütün türleri ile putperestlik, şirk çeşitlerinden biridir.
Kur’an’da putperestler eleştirilirken ya da onlardan söz edilirken, daha genel bir ifade
kullanılmaktadır. Neden? Tâ ki, şimdi zihinlerimizde var olan düşünce vücuda gelmesin; İslâm’ın,
her tür putperestliğe bir şekilde karşı çıktığını düşünmeyelim; geçmiş bütün tevhidî hareketlerin
devamı olan İslâm’ın, bütün çeşitleri ile şirke hücum ettiğini ve ona temelden karşı olduğunu
anlayalım diye. Oysa biz, şirk dininin, “Siz kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?” (Saffât,
95) ayetinde geçtiği gibi insanların, kendi elleri ile yonttukları heykellere tapınmak anlamına
gelen putperestlikten ibaret olduğunu düşünüyoruz. Acaba biz insanlar, tarih boyunca sadece
taşlardan ve ağaçlardan yaptığımız putlara mı tapındık? Hayır, şirk, görünen ve görünmeyen
yüzlerce çeşidi ile insanlık tarihinde genel bir din olarak var olagelmiştir. Bu güne kadar insan
toplulukları içinde görülmüş olan şirk çeşitlerinden biri de, Afrika ve Arabistan cahiliyesinde
ortaya çıkan putperestliktir. “Siz kendi yonttuğunuz şeylere mi tapıyorsunuz?”[1] Ayeti ise, şirk
dinindeki tapınma biçimini ifade eden genel bir ilke ve açıklamadır. Şirk dini, tarih boyunca
tevhid dini ile birlikte, iki saf halinde adım adım ve omuz omuza var olagelmiştir. Şirk dini, Hz.
İbrahim’in ve İslâm’ın zuhuru ile birlikte son bulmamış, bilakis yaşamaya devam etmiş ve hala
da devam etmektedir.
Şehit Ali SERIATI