Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Ama olanca güzelliğine rağmen yorgun, bomboş, yitik, harap, saklı bir şehirdi burası. Sıfatlan çoktu, yalnızdı, terk edilmişti. Ölü bir şehirdi ve ölesiye sessizdi. O kadar sessizdi ki gündüzü istilâ eden yaşamın sesinin, kurumuş toprağın üzerine çöken gecenin sessizliğinden hiçbir farkı yoktu. Sadece yıldızlar elmas parçaları gibi parıldıyordu gökte geceleyin ve ay doğduğunda hepsini hükümsüz bırakıyordu. Tarih kadar sabitti ki bütün bir ihtişamın ve zenginliğin, dört başı mamur edilmiş güzelliğin yüzyıllara yayılan varlığıyla bir yandan eskirken bir yandan yenilenmişti beyaz mermer şehir. Her yaşayan şey tükendiği içindi eskimesi. Ama bir bağış gibi değil bir ceza gibi sürekli de yenilenmişti. Ceza gibi, çünkü göreni yok, bileni yok. Taş kalbine kimse dokunmadığı gibi güzel ellerini de kimse görmüyor. Bir kez daha, ölesiye sessiz.
·
4 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.