Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

464 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Tarihe kanlı ihtilâl diye geçen Fransız İhtilalinin, Burjuva ve soylular arasında tırmanarak bir işkence yarışına dönüştüğü, son derece gerçek sahnelerin ve sentezlerin yer aldığı eser dönemin olaylarına ayna tutuyor... Köylerden şehirlere göç etmek zorunda kalan halkın, artan vergilerle artık monarşiye baş kaldırma kararı üzerine din adamları ve burjuva kesimiyle kraliyeti tamamen ortadan kaldırarak, özgürlükçü bir parlemento oluşturma çabaları... Halkın, üzerlerinde kurulan ağır baskıya karşın , belki sürekli soylular tarafından aşagılanarak, biriktirdiği öfkenin korkunç patlaması ile bir infaz makinesine dönüşmesi... Alexandre Manette, soylular yüzünden 18 yıl haksız yere hapishanede yatan ve sonra çıkarılıp bir meyhanenin tavan arasında gizlenen başarılı bir doktordur.Artık eski günlerinden eser yoktur zira akli melekelerini yitirmiştir. Sonra kızı Lucia onu Paris'ten alıp Londra'ya götürecektir... Mösyö Manette ve kızının kavuştuğu satırlarda, durmadan "bırakın gözyaşlarınız aksın." derken adeta yıllardır kim olduğunu dahi bilmeyen bir adamın, hissedilmemiş acıya teveccühü vardır... İkinci bölümde kendinizi bir anda müthiş bir gerginliğin yaşandığı bir mahkeme sahnesinde buluyorsunuz. Beraatle biten uzun ve nefes nefese bir yargılanma neticesinde, özgürlüğe kavuşan Mr. Darnay soylulardan olmasına rağmen ezilen halkın yanında durmuş, Miss Manette'in kalbini kazanmıştır. Lucia Manette ve Charles Darnay evlenirler. Darnay ihtilal sırasında gelen bir mektup üzerine Paris’e dönmek zorunda kalır ve sadece sevmediği soylular grubuna dahil olması yüzünden idama mahkûm edilir. Sydney Carton ise sırf bu küçük aile ihtilalden sonra huzur içinde yaşasın diye aralarında ki benzerlikten de faydalanarak Charles Darnay'ın yerine giyotinle idam edilir. Roman Fransız ve İngiliz yaşamlarına, toplumsal ayrılıklarına epey kafa yormuş fakât olaylar, karakterleri yer yer parlayıp sönen birer kıvılcım gibi gölgede bırakmıştır. Giyotin ; bu idam makinesi ilk kez Fransız ihtilalinde kullanılmış ve katliamlarla birlikte anılmıştır. Bir fıçıya düşmüşçesine her tabakadan insanın durmadan içki alemlerine katıldığını gözlemliyor, gelişen histerinin bu toplumsal sarhoşlukla ilgisinin olabileceğini düşünmeye başlıyorum :) Mr.Darnay içinde bulunduğu düzenin aykırı çocuğu, fazla düşünceli, dürüst ve hakikat düşkünü... Sydney Carton, bana kalırsa bütün bu kendine acıyan, huysuz ve bedbaht hallerine rağmen kitabın baş kahramanıdır. Çünkü hikâye onun ruhunda serpilen bir acıyla yükselir ve nihayet bulur. Carton avukattır, Lucia'ya âşıktır. Charles Darnay'a benzerliği ise kitabın sonunda bizleri şaşırtacak gelişmelerin, en can alıcı nedenidir. İçinde büyüyen karşı konulmaz, bahar buğusunu, kahreden gerçeklerin bir kasırga gibi yağmalayıp savurduğu, tükenmişliğin son sapağında, ezgin bir adamdır... Sıcak Çikolata içerken bile 4 kişinin seremonisiyle yüceltilen lordların, "yeryüzü ve içinde ki herşey benimdir. " mantalitesiyle süregelen şahşahalı yaşamları, yağmalarla servetleri gün geçtikçe artan mültezimlerin tenezzülüne muhtaçtır. Kraliyet ailesinin etrafında ki sosyal çevreyi anlatırken yazar çürümüşlüğün tablosunu ,muazzam bir dille çizmekte... Bu tabakanın hiç birşeyle değilse bile kibirle helâk olması çok da şaşırtıcı değil... "Azgın soylular" alt tabakada ki insanları kafese kapatılmış birer küçük yaratıkmışcasına hırpalıyor, ruhlarında ki vahşeti her fırsatta masum bir insanın çığlıklarıyla kırbaçlıyorlardı. Bu olayların geçtiği satırlar insanlığımızdan utandırıyor bizleri... Ne var ki adaletten uzak bu hadsiz yaşam gün gelip yıkılmaya mahkumdur. Fransa, gün geçtikçe, esaretin ve baskının zincirlerini kıran insanların yıkıntıların üzerine tırmanan bir takâtle, korkunç bir vahşetler ülkesi olmuştur. Suçsuz insanların katledildiği utanç tabloları, heryerdedir. Sonunda ihtilâl gerçekleşir ama uzun yıllar kan durmayacak, ülke yalpalayan bir gemi gibi kasırgalarda ayakta kalmaya çalışacaktır. Günlerdir sahura kadar elimden bırakamadığım bu eser benim için bambaşka bir lezzetti. Klasiklere bu ünvanı veren de bu sanıyorum, hangi yaşta okunursa okunsun unutulmaz bir etki yaratmaları... Keyifli okumalar... :)
İki Şehrin Hikâyesi
İki Şehrin HikâyesiCharles Dickens · Can Yayınları · 202358,5bin okunma
··
96 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bu yorum görüntülenemiyor
Zeyneb Öztürk okurunun profil resmi
Giyotinin ilk Fransiz Ihtilalinde kullanıldığını bilmiyordum..🤔 Dickens yillar önce okumuştum, lisede belki...aklimda kalan canlı tasvirlerin oldukça fazla olduğu :) incelemenizi okuyunca kitabı okur gibi oldum sanki.. Kaleminize sağlık ☺
Eylül Türk okurunun profil resmi
Eyvallah Sueda Reyyan Hanım, okudukça ne kadar az okuduğunu anlıyor insan.Hayırlı sahurlar :)
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.