Deizmin ve inanç söz konusu olduğunda deist duruşun ne olduğunu merak edenlerin hiç şüphesiz en başta okumaları gereken bir klasik: Akıl Çağı. Thomas Paine oldukça cesur bir edayla yaşadığı dönemde kiliseye sataşmakla kalmıyor inanmadığı dinin kutsal metni olan Incil'den pasajlarla deizmini gerekçelendiriyor. Paine bir bilim aşığı olarak İncil'deki mantıksız birtakım pasajların Tanrı'nın imajını lekelediğini, bu safsatalar yoluyla insanın bir yaratıcı olduğuna inanamayacağını bu konuda aklın zaten insanı Tanrı fikrine götürdüğünü ve ahlak söz konusu olduğunda bile vicdanımızın sesini bize yeteceğini dile getiriyor. Din her çağda baskının, insanları kandırmanın yolu olmuştur diyor Paine ve kurumsal bütün dinlere savaş açıyor. Ona göre bir tür doğal din insanın kendi aklı ve vicdanıyla kendi oluşturduğu sivil bir din fikri gerçek bir inancın yolu olabilir. "Din her insanın yerine getirmesi gereken bir ödevdir, bu nedenle herkesin anlayıp kavrayacağı düzeyde açık olmalıdır. İnsan ticaretin sırlarını öğrendiği gibi dini öğrenmez. Din kuramını tefekkür yoluyla öğrenir. Gördüğü şeyler üzerinde fikir yürüterek ya da okuduğu, duyduğu şeylere dayanarak inancını oluşturur, sonra da uygulamaya başlar."

Akıl ÇağıThomas Paine · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2019816 okunma

·

24 görüntüleme

Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.

Gönderi

Andrey Rublyov