İlk zamanlarda veraset usulü olmayan Osmanlılarda, ölen hükümdarın yerine gelecek
oğlunun büyük veya küçük olması yönünde bir kural yoktu.Tahta geçecek oğlun seçimi
büyük oranda Ahiler ve devletin ileri gelen adamları tarafından belirlenirdi. Osman
Gazi’nin oğlu Orhan Gazi gösterdiği faaliyetler sonucu Ahilerin ve devlet adamlarının
desteğini almış ve babasının yerine tahta oturmuştu. Fatih Sultan Mehmet’e kadar süren
bu süreç, Fatih ile birlikte ahilerin ve Türk asıllı devlet adamlarının, yönetim işlerinden
uzaklaştırılmaları ile değişikliğe uğramış ve Fatih Sultan Mehmet bir kanunname ile
veraset konusunda bir kural oluşturmuştu: “ her kimseye evladımdan saltanat müyesser
ola kardeşlerini nizam-ı alem için katletmek münasiptir…” Bu dönemden sonra ise tahta
geçen kişi kardeşlerini katlettirmeye başlamıştı. Kanuni Sultan Süleyman döneminden sonra II. Selim ile birlikte bir kanun halini almasa da sancaktaki şehzadeler arasında en büyük olan şehzade tahta geçmeye başlamıştı. III. Murat ile III. Mehmet bu usulle tahta oturmuşlardı. I. Ahmet ile birlikte “Ekber ve Erşed” sistemi denilen saltanatın hanedanın en büyük oğluna intikali usulü getirilmişti. Böylece şehzadeler sarayda gözetim altında tutulmaya başlanmış ve kafes denilen bir odada yaşamaya mahkûm edilmişti.