Kitaba başlamadan önce yaşadığı buhranlı hayatın kurtuluşunu ölümde bulan Sadik Hidayet’i tanıyın derim. Kimilerine göre Doğunun Kafka’sı, Camus’u ama bana göre o İran’ın Sadik Hidayet’i. Batı’ya irtica etmesi ne onu özünden ne de bağlı bulunduğu toplumun değerlerini sorgulamasından alıkoymuyor.Farslılar böyle bir yazarı kendi dillerinden okuyabildikleri için çok şanslı.
Kör Baykuş kitabına gelecek olursak;Yazar yalnızlığını paylaşmak icin mi yoksa karanlığına bizi de çekmek icin mi bilmem ağırlığı altında ezileceğimiz bir kitap kaleme almış .Kitap uyku ve uyanıklık arasında gidip geliyor bir süre sonra gerçekler hayallere karışıyor,öyle karanlık bir atmosferde geçiyor ki üstünüzün geceyle örtüldüğünü, ruhunuzun mengeneyle sıkıştığını hissediyorsunuz .Psikolojik ağırlığı altında bundan daha fazla ezildiğim bir kitap hatırlamıyorum.
Mutlaka okunması gereken kitaplardan...