Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gönderi

Hüzün Hep En Öndedir.
Bu iletim
Li-3
Li-3
sevgili Yasin'e ithaftır. Benim nenem yüz küsur sene yaşadı. Elimizde bir belge yok ama. Fakat iyi parmak hesabı yaparız. Sultan Reşat der. Parmaklarımızı sayarız. Atatürk yeni padişah olduydu der, parmaklarımızı. Maşallahı vardı nenemin. Eceliyle kaybettiği üç evladını toprağa verdi. Yaşlanıp öldüler yani. Benim dayım çıkınını hiç açmadı derdi. İlla Kafkasya’da ölecek. Olmadı, yollarda öldü. Bizi Uruslar telef etti. Allah da onları. Doksanlı yılların başında öldü nenem. Son bir aya kadar ayağını lavaboya kaldırıp abdest alırdı. Uruslar kuruttu kökümüzü. Allah da onları. Şeyh Şamil’i elli yıllık direnişin ardından esir almış Ruslar. Yanlış anlamayın, direniş bu kadar uzun sürmüş. Çok general eskitmiş bu cephe. Yakalamışlar, derdest edip başkente götürmüşler. Ta Leningrad’a. Yol boyunca sormuş Şamil, yahu nereye gidiyoruz günler boyunca diye. Başkente demişler, seni görmek isteyen salaklara. Bize kalsa, kafanı keseceğiz. On gün sürmüş yolculuk. Daha da varamamışlar. Şamil şaşkın, yahu demiş, nereye gidiyoruz, arzın merkezine mi? Yok, Leningrad’a. Başkentimize. Vallahi demiş, bu kadar büyük bir memleket olduğunu bilsem savaşmazdım. Boşa heba olmuş bunca insan. Sonu baştan belliymiş ki. Bizi telef etti Urusun dölleri derdi nenem, ben gittim bir Rus kızına aşık oldum. Arada derim, lan telef ettiniz bizi diye. Ben orada değildim, seni bekliyordum, der o. youtube.com/watch?v=PXDQFBm... Geriye bu kaldı bizden. Kendileri göçmen Çerkeslerin Suriyelileri aşağıladığını da gördü bu gözler. Leyla’nın saçlarını tararım hep. En küçük kızım. Ben tararım, o sorar hep. Daima. Baba, sen ölecek. Evet ya. Herkes gibi. Ya niye? E, yaşlandım ben. Ya ben? Sen! Olur mu ayol, sen neden ölesin ki? Çok yaşayacaksın. Sen de ölmesen. Ağlarım ben. Tamam, ölmem ben de, ama benle Türkçe konuşman lazım. Belini kırar Türkçenin. Baba, der. Aşkım, derim, baban kurban olsun sana. Bura gel. Buraya diyeceksin. Buraya baba. Sen nereye istersen kızım. Ben hep oraya. Tatyana aradı geçen yaz. Ne alemdesin? Eh işte Tanoçka, çocuklar TC’de. Ben yalnızım. Ya sen? Yalnız. Galiba Rusların kaderi bu, yalnızlık. Gelmek ister misin Metin? Salatalık turşusu kurdum. İki gün sonra Jenya’nın (Yevgeniy) ölüm yıl dönümü. Seni çok severdi. "Kalinka-Malina" da topladım. Yagada (yabani meyveler) çok bu yıl. Biliyor yalnızlığı nasıl örteceğini. Hile yapıyor. Mecburen. Kalinka’ya zaafımı biliyor. Geleceğim Tanoçka. Ha, diyor, Çalı Kuşu’nu da konuşuruz. Öylesine araya sıkıştırıyor. Bir de Yasnaya Polyana’ya gideriz. Özledim Tolstoy’u. Halbuki, en çok Puşkin’i sever o. Uyu çok ha, sabaha kadar şaraplayacağız diyorum. youtube.com/watch?v=TbML094... Yaşı on altıymış teyzemin. Faşistler buraya kadar dayanınca onu da almışlar cepheye. Bir gece Almanların arasına sızmışlar. Fark etmiş Almanlar. Kaçan kaçana, teyzem buğday tarlasına saklanmış. Daha çocuk be Metin. Fenerle arıyormuş Almanlar. Kafasını toprağa gömmüş bekliyormuş. Biri dürtmüş. Kaldırmış kafasını. Fener gözünü kamaştırmış. Korkudan ölmek üzereymiş. Fener sönmüş, Alman bir şeyler deyip gitmiş. Çok düşündüm Alman askeri teyzeme ne dedi diye. Kimse yok, temiz bu taraf demiş olmalı Alman, diye düşündüm. Hain diye Sibirya’ya sürmüşler teyzemi. Öldürmedi ya Almanlar. Yaşı on sekiz olsa kurşuna dizeceklermiş. Sonra dönemedi zaten. Görmedim bir daha. Aklımda kalan bir şey yok. Tek kalan bu diye sepya bir fotoğraf gösteriyor. İçim nasıl burkuluyor anlayın. Ya Tanya, anlatma bana bunları lütfen, rica ederim diyorum. Tamam diyor. Benim en sevdiğim şarap öküzgözü-Boğazkere kupajıdır. Yok burada ama. Şiraz içiyorum ben de. Avusturalya’dan. Fransızlar Syrah demiyor mu, ağzıma koyasım yok. Zinfandel de iyi Kaliforniya’dan. Beni dinlemiyor. Ben babasız büyüdüm, diyor. Evimizi NKVD bastı bir gece. Babam 3-5 tavuk besliyordu gizli, buldular. Yasaktı. Halk düşmanı diye Sibirya’ya yolladılar. Bir daha da hiç görmedik onu. Hüngür hüngür ağlıyor. Yahu Tanya, sen zaten seksenine dayanmışsın, babana ağlayacak halin mi kaldı, diyeceğim de. Onu ben şikayet ettim, diyor. Ben! Durumun vehametini o an anlıyorum. İkimizin de kafası dumanlı. Galiba Ruslar bundan dolayı çok içiyorlar diye düşünüyorum. Ağla Tanya, ağla haline. Gülme. Kapat gözlerini görme. Tek bir söz bile söyleme, diyorum. Demiyorum da, düşünüyorum. O hıçkıra hıçkıra ağlıyor. Ben çaresiz. Jenya’nın ölüm yıl dönümü önümüzde daha. Cepten açıyorum. Melodi dolduruyor odayı. O hala hıçkırıyor. youtube.com/watch?v=3j80fkM...
··
177 görüntüleme
Li-3 okurunun profil resmi
Abi geç gördüm arkadaşım haber etti.
Havva Öztin Akarsu
Havva Öztin Akarsu
demeseydi göremezdim sanırım. Kusura bakma :/ Bu güzel ve samimi paylaşımın için çok teşekkür ediyorum. Babamın da pek çok anısı vardır. 83 yaşında kendisi. Dedelerini anlatır. sürgün anıları anlatır büyüklerimiz. Küçükken çok dinlerdim. Onlar aklıma geldi nedense. Denizin insan cesetleri ile kaplandığı, takalarda ölenlerin denize salındığı, samsuna nasıl gelip nasıl yerleştikleri, civardaki çatışmalar vs. Eline sağlık abi tekrar teşekkür ederim ve sana bir ezgi bırakayım, özlemişsindir uzunyayla havalarını :) Anam da adigeydi. Hem ona hem sana ithaf ediyorum :) youtu.be/Ox6-kKz_9c0
Bu yorum görüntülenemiyor
Derya Samast okurunun profil resmi
Bu nasıl bir tarz..ne denir yüreğinize sağlık..
runasin okurunun profil resmi
Çok güzel, etkileyici bir yazı Metin Bey, kaleminize sağlık.. 😞😞
Ömer Yaşar okurunun profil resmi
Çok samimi ve içten olmuş. Tüm adigelere ve göç etmek zorunda kalanlara selam olsun.
Bu yorum görüntülenemiyor
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.