Sonuçta, medreselerde yapılan eğitim yalnızca "bilimsel" kaygılarla değil, "siyasi iktidarın onlardan beklentilerine göre" şekilleniyordu.
Bu durum, diğer bazı nedenler bir yana, medreselerin neden 9'uncu yy.dan sonra İslam dünyasında silikleşmeye ve donuklaşmaya yüz tutan biimsel hayatı ve fikirsel birikimi canlandırıp hızlandırmakta yetersiz kaldıklarını, neden özgün fikirler ve görüşler bilim adamları yetiştirmekte güçlük çektiklerini, ya da neden Batıdaki kilise okulları gibi görev yaparak tarih içinde oluşturdukları 'gelenek ve bilim anlayışı' ile modern üniversitelerimizin kuruluşuna temel hazırlayamadıklarını bir ölçüde açıklamaktadır.