Boş bir sayfaydım önünde,
Çizgili dosya kağıdı gibi değil.
Şu bembeyaz kar gibi olanlardan.
Hani okulda ilk sene ısmarladıkları öğretmenlerin,
Yazmaya başlayınca aşağı doğru kaydırdığımız.
Doldurmadın, belki de dolduramadın.
Yazmadın ve çizmedin,
Kandırmadın beni.
Kandırsan daha mı mutlu olacaktım.
Çizilmeseydi ruhum, dosya kağıdı gibi.
Şu çizgili olanlardan hani,
Yazmaya başlayınca dümdüz gittiğimiz.
Anlatamadım, belki de anlamak istemedin.
Kopan fırtınayı, uzaktaki limandan izledin.
Bir afet.
Deniz kabardı vurdu, vurdu..
Uzaktaki limanından belki ancak sesini duydun,
Ama görmedin bu limanın halini.
Deniz bu kadar acı verir miydi insana.
Nerde anlattıkları hep,
Sakinliği, uysallığı denizin.
Bakıyorum bir kumsaldan,
Akdenizin kumsalından ama
Hırçınlığı var Karadeniz’in.
Giremiyorum içine.
Kenardan izliyorum sadece ve sonra
Kovuyor deniz beni
Git! Gelme içeri.
Dönüyorum gerisin geri ve uygun adım
Boynum bükük minik bir çocuk gibi.
Anne! Almadı deniz beni, sokmadı içine.
Gel yavrum başka denize gideriz.
Olmaz anne! Ben bu denizi istiyorum.
Bu denizde boğulmak istiyordum.
Almak istiyorum o tuzun tadını
Sonra susamak ama içememek suyundan
Susuzluk… Ben susamak istiyordum sadece.
Susayım dedim denize.
Sus dedi sadece.
Sustum bende. Sustum sadece.
OKUNMUŞ KÜTÜPHANE