Ellerine baktı, farklı bir zamanda başkasına aitlerdi sanki. Falcıların hayat çizgisi dedikleri şey yarıda kesilmiş gibiydi. İnsan, kendinin kendisi olduğunu nasıl anlar bilmiyordu? Öyle her şeyi anlayabilecek durumda değildi zaten şu anda. Çözmeliydi olan biteni, tek yolu buydu kurtulmak için içinde olduğu durumdan ya da bedenden. Tekrar baktı
Sabaha karşı uyanırım bazen henüz gün ağırmamış ama odadakiler net bir şekilde görünür. Ellerime bakarım ve böyle dakikalarca izlerim ellerimi, o an uzay boşluğunda ellerimi sallıyormuş gibi hissederim ama ellerimi sallayan ben degilmişim gibi hissederim. Bana o anlari hatirlatti. Elinize sağlık.
Yazım tarzınızı, üslubunuzu sevdim Erhan bey. Ama intiharı, hayata konulan çok manidar bir son noktaymış gibi gösteren hikaye, roman, şiir ve diğer yazın türlerini bir türlü sevemedim. Daha iyimser hikayeler gelir umarım yakın zamanda :)