Hiçbir şey istememenin mutluluğu var üzerimde. Hiçbir şey beklememenin. Hiçkimseyi bekletmemenin. Söz vermemenin. Verilen sözlerden caymak için hastayım, vergi dairesinde çok sıra vardı, trafik kabus gibiydi dememenin. Akşam eve dönmem lazım diye masalardan kalkmamanın. Bir kanepede, etrafımda konuşmalar sürüp giderken, birinin kucağında bile değil, yastıkta uyuyakalmanın. Kurşun kalemimin kağıt üzerinde çıkardığı sesi dinleyecek zamanımın olmasının. Sokakta peşime takılan köpekle birlikte kaldırım kenarında oturmanın. Sabah kahvaltısında Pessoa, akşam yemeğinde Kundera okumanın. Gelip gelmeyeceğinin, olup olmayacağının önemi olmaksızın gündüz düşlerine dalmanın. Mideden kalbe uzanan o kişisiz, amaçsız heyecanın. Şehirli psikopatların yaşadığı ucuz melodramlardan uzak olmanın. Arabasızlığın, sessizliğin, paniksizliğin. Geçmişe güvenle hoşçakal demiş olmanın. Uyanmanın, ayılmanın, kendimle kalmanın kusursuzluğu. Var üzerimde.