Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

Çünkü ben zayıf biriyim... korkağın tekiyim... o ikisine karşı hep zayıftım... yaptıkları her şeye göz yumdum... onlara rahat bir hayat sağlayabildiğim için gurur duydum, bu arada kendi hayatımı mahvetmiş olsam da... dişimle, tırnağımla kazandım parayı, kuruş, kuruş... onları mutlu görmek uğruna canımı dişime taktım. Fakat onlara refahı sağlar sağlamaz, benden utanmaya başladılar... onların yanında yeterince şık değildim... fazla cahildim... nasıl kendimi eğitebilirdim ki? Daha on iki yaşındayken beni okuldan aldılar, para kazanmak zorunda bırakıldım, para kazanmak, para kazanmak... Numunelerle dolu valizimle köy köy dolaştım, sonra kendi işimi kuruncaya kadar kent kent pazarlamacılık yaptım... Fakat tam yükselmiş, kendi işimi kurmuştum ki eski, şerefli soyadımı beğenmemeye başladılar... Konsey danışmanı, özel danışman unvanı satın almak zorunda kaldım, sırf eşime Bayan Salomonsohn demesinler diye, sırf onlar kibarlık taslayabilsinler diye... Kibarlık! Kibarlık! Onların bu kibarlık budalalığına, o ‘kibar’ çevrelerine karşı olduğumda, annemin, nur içinde yatsın, sadece babam ve bizim için evi çekip çevirdiğini, sessiz, mütevazı olduğunu anlattığımda benimle alay ettiler... geri kafalısın dediler... ‘Sen çok eski kafalısın babacığım,’ diye alay etti kızım benimle hep... evet, eski kafalı, evet... ve şimdi o yabancı erkeklerle yabancı yataklarda, benim çocuğum, benim tek çocuğum... Ah, bu nasıl bir utanç, nasıl bir ayıp...”
·
3 görüntüleme
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.