Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gönderi

152 syf.
·
Puan vermedi
·
30 saatte okudu
youtube.com/watch?v=IOd4Bhd... Kelimeleriyle yaşayan, içinde ne varsa onu dışarıya kelimeleriyle sızdıran bir hayatın bütününe matuf renkleri, demleri, dönemleri ve o dört mevsimi içeren seyri yaşamak için dolu bir yolculuk. Bu kitabı Sabahattin Ali okumalarımda en sona bıraktım, bitirdikten sonra doğru bir karar olduğunu görüyorum. Çünkü öykülerde gördüğüm, topladığım parçalar, mektuplarla birleşince büyük bir yekûn meydana gelmişti. Meğer o yekunun mütemmim cüzü bu kitapmış. Çünkü bütün o kitaplardan topladığım parçalar, bütün ömür serüvenini manzum biçimde anlatan bu eserle daha çok anlamlı oldu. Bu sayede bayağa tanımış oldum yazarı. Şiirleri üzerinden hayatının genel bir incelemesini ortaya koymaya çalışacağım eğer başarılı olursam bu yazar ve kitabın aynı anda tanıtılması açısından nitelikli bir iş olacak. Bir hayat düşünün ki sürekli arama, bocalama, haksızlığa gelememe, dalgasına bakmak varken başka dertlerle dertlenme ve isyanla geçsin, erken, hazin ve şaibeli bir sonla da nihayete ersin. Evet fırtınalı bir yaşam, bu şiirlerinde de görülüyor. Kısa dönem içerisinde yazılmış şiirler, farklı tarz, tema ve ruh hallerini içinde barındırıyor. Arkadaşları tarafından muhtemelen kırılgan yapısı ve düşkünlüğünden dolayı küçük bir çocuk muamelesi gördüğünü şiirlerinden öğrendiğimiz S. Ali, aynı zamanda erken yaşta kocamaktan da muzdarip. Daha yirmi yaşında saçına ak düşmeye başlayan ve yüzünde buruşukluklar oluşmaya başlayan yazar, şiirlerinde bundan dert yanıyor. Mektuplarında da Aliye’sine gençliğini kıskandığını, yirmilerinde olmasına rağmen kocamış hissettiğini, saçlarının da iyice beyazladığını söylüyordu. Ama o hep arada bir gelen dirençli yanı ve muzip tarafıyla da başka bir zaman “olsun ben hep genç kalacağım” diyordu. Bu onun karakteristik yanını göstermek açısından iyi bir örnek. Zorluklara karşı zayıf, huzursuz ve yılgın hisseden, çöken ama daha sonra ayağa kalkıp kendince isyan edip, direnen ve o çocuksu muzip yanını da kaybetmeyen bir karakter… Yalnızlık çeken, anlaşılamadığı ve kimi durumları kaldıramadığı için insanlardan kaçan, aşka sığınan orada da karşılık bulamayınca ayakta kalmak için doğaya sinesini açan bir ruh… Sıkıntılara direnmek için destek aldığı güç noktası, şiirlerinde de sürekli işlediği tabiat. “Başım dağ, saçlarım kardır, Deli rüzgarlarım vardır, Ovalar bana çok dardır, Benim meskenim dağlardır.” Meskenini dağlar olarak belirlemiş, hür ve kimseyi tanımaz olduğu için de rüzgârı rehber edinmiştir. Göklerde gezen kartala öykünmüş, gönlünü kafeslere sığmayan kuşa benzetmiştir. Benim kafam acayip bir dimağ taşıyor, Her dakika insanlardan uzaklaşıyor. Zaman zaman mağlûp olsam bile etime, İnsan olmak dokunuyor haysiyetime. Büyük, temiz bir arkadaş arıyor ruhum, İşte rüzgâr, şimdi sana sığınıyorum! Doğaya sığınması mevzusunda Mustafa Kutlu “Çevresindekilerle çatışması sevgi noksanlığı veya topluma karşı duymuş olduğu kinden değil, haksızlıklara tahammül edemeyişinden, karşı koyma, isyan etme arzusundandır” diyor. Bilakis aşka, sevgiye de istidadı vardır. Ömrünün ilk yarısı platonik aşk ve reddedilişle geçmiş bu O’nu, şiirlerinde kimi zaman “Ben gene sana vurgunum” diyen ısrarcı bir aşık, kimi zamansa meyus olmuş, hırçın bir kaybeden olarak ele veriyor. “Kimi aşık dilediğine ulaşır, Sevdiğiyle cümbüş eder, gülüşür, Kimi benim gibi garip dolaşır, Asıl âşık kâm almayan kişidir.” Ömrünün ikinci yarısında ise sonunda karşılığı olan aşkı bulmuş ve bu aşka bir de meyve kondurmuş (Canım Aliye Ruhum Filiz’ de bu muhabbeti görüyoruz.) Şiirleri tabii ki aşkına karşılık bulamadığı dönemlere denk geliyor. İlginçtir karşılıklı aşkı bulduğu dönemde şiiri yok. Şiirden vazgeçtiği döneme denk geliyor Aliye Hanım. Acaba o dönem yazsaydı nasıl şiirler meydana çıkardı? Hiçbir zaman cevabını bilemeyeceğimiz güzel bir soru. Reddedildiği ama aşkını tekrar tekrar dile getirdiği ümitsiz aşkı Nahid Hanım, şiirlerinden anladığımız kadarıyla net bir biçimde kendisini reddetmiş. Bu da onu hayattan ve her şeyden vazgeçen adam durumuna getirmiştir. En son dayanamamış “Bütün İnsanlara” diyerek: “Korkutmaz beni ölüm, Bir şeytan kadar hürüm. Süremez bende hüküm Ne Allah, ne de Nahit!... Sert dizelerini bile yazdırmıştır. Sevmiş defaatle reddedilmiş şaire, zaman zaman gururu yukarıdaki gibi ve “Aşka yuf olsun dedim eğer yalvaracaksam” gibi dizeleri yazdırmıştır. Yine Kürk Mantolu Madonna’daki Maria Puder’ in gerçek hayatta bir karşılığı olduğunu da hesaba katarsak aşka ve hayata küsen Sabahattin Ali’yi daha iyi anlarız. “Kimsede bulamadım menfaatsiz bir yürek; Kadınlar bana yalnız soğuk bir deri verdi. Bir kardeş sevgisini uzattığım her erkek, Çamurladıktan sonra kalbimi geri verdi… Anladım insanlardan geldiğini kederin; Uzak, herkesten uzak bir hayat süreceğim. Benim bu inzivama taarruz edenlerin, Yüzüne hakaretle kinle tüküreceğim!...” Ne kadar incinmişlikle hırçın dizeleri olsa da aşktan da insanlardan da inançtan da vazgeçmez. Küser ama çocuk küsmesi gibi yine geri gelir. Yine sever, reddedilse de yine sever, en sonunda doğru adresi bulur. Arkadaşlıklar, dostluklar edinir, çokça menfaat üzere kazık yese de. Kimi Allah’a sitem eder kimi de sevgiliye yine; “Gel ey günahkâr güzel Sen de sarıl Allah’a Dünya’da yalnız o el Hitâm verir her âha” demekten kendini alamaz. Dediğimiz gibi o bocalayışları, arayışları ve sürtüşleri hep yaşar. Şiirinde de direk o hayatı görüyorsunuz. Bütün şiirleri okuduğunuzda nasıl yerlerden geçtiğine dönem dönem tanıklık ediyorsunuz. Arkadaşlarıyla girdiği bir iddialaşma sonrası divan şiirine ne kadar vakıf olduğunu da gösteriyor. Daha fazla halka temas etmek için halk şiirini tercih ettiğini söylese de divan şiirindeki mahareti takdire şayan. “Mâdem ki mey-i aşkı kabûl etmeyecekdin Niçün kadeh-i kalbi şikest eyledin ey yâr” Şiiriyle seven şiiriyle sitem eden, şiiriyle işinden olup hapse düşen ve yine şiiriyle affedilen, hayatını ve kavgasını şiirle güzel bir biçimde ifade eden bir yazarın, şiirden vazgeçmesi şaşırtıcı. 1930’lu yıllardan sonra şiiri yok. Roman ve öykülerine göre şiirlerini zayıf bulduğunu söylüyor. Ancak bence en az roman ve öyküleri kadar iyi seviyedeymiş şiiri ve fark ettiğim bir diğer nokta 30’lu yıllarda daha oturmuş bir şiir üslubu var. Eğer bırakmayıp devam etse bugün şarkıları yapılmış, defalarca yorumlanmış şiirlerinin daha da güzellerini fazlasıyla duymak mümkündü. Başta, bir şiirinin sevdiğim bir yorumunu verdim, bitirirken de yine başka bir şiirinin güzel yorumunu verelim. youtube.com/watch?v=GSpnNf2...
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriSabahattin Ali · Yapı Kredi Yayınları · 201920,9bin okunma
··
90 görüntüleme
Bu yorum görüntülenemiyor
Bünyamin Müftüoğlu okurunun profil resmi
Bu kapsamlı, ayrıntılı, güzel inceleme için çok teşekkür ediyorum. Sabahattin Ali'nin her eserinden bir şeyler hatırlattı bana. Bende sevdiğim bir şiirini ekliyorum youtu.be/-xviMK5thM4
Emin K. okurunun profil resmi
Rica ederim, ben de okurken aynı şekilde o genel geçiş duygusunu yaşadım. O halde ben de aynı şiirin yine farklı bir yorumunu atayım. Zeynep Bakşi Karatağ' ın Mozaik albümü geçen sene çokça dinlediğim bir albümdü. Çoğunluğu Sabahattin Ali şiirlerinden oluşuyormuş meğer. Ben tabi bunu bilmiyordum, yakın zamanda öğrendim. Tavsiye ederim şiirleri şarkı formuna çok güzel bir biçimde uyarlanmış. youtube.com/watch?v=wKCAxsg...
L Büşra A. okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık güzel ve detaylı bir inceleme olmuş. Keyifle okudum. 😊
Emin K. okurunun profil resmi
Teşekkürler, eğer dediğiniz gibiyse, sevindim😊
3 sonraki yanıtı göster
Evey hammond okurunun profil resmi
Emeğinize sağlık... Teşekkürler.
Emin K. okurunun profil resmi
Rica ederim...
Sokrates okurunun profil resmi
Yüreğine sağlık Şiir, sanatçının duygularının , okuyucuya berrak ve duru bir şekilde geçmesiyle gerçek anlamına ve amacına ulaşır. Siz de bunu hissettim...
Emin K. okurunun profil resmi
Teşekkürler, demek ki o yansıma benden de yazdıklarıma geçmiş, bu iyi bir şey...
Esra Civelek okurunun profil resmi
Kaybettiğime çok üzüldüğüm en özel eserlerden birisi,çünkü yarım kalmıştı ve herkesin kütüphanesinde olması gerektiğini düşündüğüm bir eser.O nahif ruhun inceliklerinden eksik beslendiğimi yorumunuz sayesinde hatırladım,ilk işim kitabı tekrar almak olacak sanırım.Çok güzel bir inceleme olmuş,kaleminize sağlık.
Emin K. okurunun profil resmi
Teşekkürler, kaybetmiş olmanız eseri daha da kıymetlendirmiştir. Eminim, bu kitap artık sizin için daha değerli. İçinde ince bir ruhun hayata serzenişi, aşkı ve kavgası var. Güzel bir okuma sizi bekliyor.
Yorum yapabilmeniz için giriş yapmanız gerekmektedir.