CIA'nın kültür savaşına kalkışması daha başka rahatsız edici
sorulara da yol açıyor. Parasal yardım acaba aydınların ve dü
şüncelerinin desteklenmesi sürecinin çarpıtılmasına yol açtı mı?
Acaba insanlar düşünsel değerlerinden ziyade, konumlarına göre
mi seçildiler? Aydınlar arasındaki konferansları ve sempozyum
ları "uluslararası akademik tele-kızlar turnesi" olarak alaya alan
Arthur Koestler ne demek istiyordu? CIA'nın kültürel konsorsi
yumuna üyelikle insanların ünü güvenceye alınıyor ya da artıyor
muydu? Düşüncelerini uluslararası arenada duyurmuş olan bu
yazarlardan ve düşünürlerden acaba kaç tanesi yapıtları gerçek
ten de ucuzcu kitap mağazalarının bodrumlarında çürüyecek
olan ikinci sınıf adamlar, bugün var yarın yok olan ünlülerdi?