"Çektiği manevi acılar, bedensel ağrılarından çok daha fazlaydı. Acılar içinde kıvranıyordu ama asıl bu acının sebebi, ' Ya yaşadığım sürece hiçbir şey gerçekten gerektiği gibi değildiyse ?!' ... düşüncesiydi."
İvan İlyiç bana şöyle dedi sanki bu kitabı okurken:
'Ben dedi ben, salon perdesini takma uğruna ne acılar yaşadım. Ailem mutlu olsun diye kendimi paraladım. Mesleğimde en iyi olmak uğruna bir ömür adadım, sonra... Sonra mı ? işte yapayalnız ölüyorum dostum, yapayalnız...
Kızım biraz önce odama girdi, yalandan “baba nasılsın ?” dedi, sonra parti hazırlıklarına devam etti...
Karım, ben öldükten sonra alacağı parayı arttırma derdinde...
İş arkadaşlarım benden sonra kimin yerime geçeceği hakkında konuşmaya başladı.
Herkes hayatına devam ediyor dostum ama ben ölüyorum
ve bunu kimse anlamıyor...