Kitap onun hayatının merkezindeydi. Hep biriktirmiş, evinde büyük bir kütüphane oluşturmuştu. Kitap, kutsal bir nesne gibiydi onun gözünde, her gördüğünde içi titremişti. Kitaplarla hayatın bütün hayatın gizemini çözeceğini, bütün yolları açacağını düşünmüştü. Ama olmamış, kitapların içinde hayatı kaybetmişti. Ya da yığdığı kitaplardan hayat artık gözükmüyordu. Orada, sokakta, kitaptan çıkıp geleceğini beklediği insanların hiçbiri geçmemiş, elinde kitap kalakalmıştı. Ya da geçtiler de görmemişti. Hayat ve kitap birbirine karışmıştı.