Şimdi bu çok karmaşık süreç içinde gerçek olanla hayalî olanın paylarını hakkiyle ayırmayı denersek şunu buluyoruz. Süresiz gerçek bir mekân var, olayları şuur hallerimizle birlikte görünüp birlikte kaybolan bir mekân, bir de gerçek bir süre, bir cinsten olmıyan anları birbiriyle kaynaşan bir süre var: fakat bu gerçek sürenin her bir anı