... ayağını yere vurdu, tutamadığı bir heyecan nöbeti içinde inleyerek, korkunç bir öfkeyle, "Azap içinde uyanır umarım!" diye haykırdı. "Ölünceye kadar yalan söyledi! Nerede o? Orada değil, cennette de değil, yok olmuş da değil; nerede? Ah! 'Senin çektiklerinden banane!' demiştin. Benim de bir tek duam var, dilim kuruyuncaya kadar durmadan bunu söyleyeceğim: - ölen isim - ben yaşadıkça rahat yüzü görme! 'Beni sen öldürdün', dedin, öyleyse peşimi bırakma! Öldürülenler, öldürenlerin peşini bırakmazlar. Yeryüzünde dolaşan hayaletler olduğunu sanıyorum, biliyorum bunu. Yanımdan hiç ayrılma! Hangi biçime girersen gir, beni çıldırt! Yalnız, içinde seni bulamadığım bu uçurumun dibinde beni bırakma! Of Tanrım! Anlatılamaz bu! Canım olmadan nasıl yaşarım! Ruhum olmadan nasıl yaşarım! "