Cenâb-ı Hak, kemâl-i kereminden,
en fakir adama en zengin adam gibi ve gedâya, yani fakire, padişah gibi, lezzet-i nimetini ihsas ettiriyor.
Evet, bir fakirin, kuru bir parça siyah ekmekten AÇLIK ve İKTİSAT vasıtasıyla aldığı LEZZET, bir padişahın ve bir zenginin İSRAFTAN gelen USANÇ ve İŞTAHSIZLIKla yediği en âlâ baklavadan aldığı lezzetten daha ziyade lezzetlidir.
Câ-yı hayrettir ki, bazı MÜSRİF ve MÜBERRİZ insanlar, böyle iktisatçıları HISSET ile İTTİHAM ediyorlar.
Hâşâ! İktisat, İZZET ve cömertliktir. Hısset ve ZİLLET, ehl-i israf ve tebzîrin zâhirî merdâne keyfiyetlerinin İÇYÜZÜDÜR.